Memur-Sen'den 10. Yıl Yetkide İstikrar Bartın Buluşması

Memur-Sen, Ramazan dolayısıyla '10. Yıl Yetkide İstikrar Bartın Buluşması' adıyla iftar düzenledi. Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Dağdeviren ve TOÇ BİR-SEN Genel Başkanı Hüseyin Öztürk iftarda yaptığı konuşmada Memur-Sen'in bugün ülke genelinde 1 milyonu aşan üyesiyle büyük bir konfederasyon olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından memurlara verilen 3600 ek göstere müjdesine değinen AK Parti Bartın Milletvekili ve Milletvekili Adayı Yılmaz Tunç ta 'Halka yeni yeni vaat ettiğimiz projelerimiz var. Yaptıklarımız ortada. Bu yapılacaksa bunu yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapar. Başkası yapamaz' dedi.

Memur-Sen'den 10. Yıl Yetkide İstikrar Bartın Buluşması

Tunç: “Yaparsa yine Erdoğan yapar”

Memur-Sen, Ramazan dolayısıyla “10. Yıl Yetkide İstikrar Bartın Buluşması” adıyla iftar düzenledi. Gürgen By Mangal’da gerçekleştirilen iftara  Bartın Vali Yardımcısı Erkan Kalander, AK Parti Bartın Milletvekili ve Milletvekili Adayı Yılmaz Tunç, Zonguldak Orman Bölge Müdürü Ahmet Sırrı Başel, Tarım-Orman Çalışanları Birliği Sendikası (TOÇ BİR-SEN) Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Dağdeviren, AK Parti İl Başkanı Turhan Kalaycı, AK Parti 2. Sıra  Milletvekili Adayı Yaşar Arslan, AK Partili teşkilat üyeleri, Memur-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ve sendika üyeleri katıldı. Kuran-ı Kerim tilavetinin yapılıp duaların edildiği iftarda konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi Mustafa Dağdeviren Memur-Sen’in Türkiye’nin en büyük ve en yetkili konfederasyonu olduğunu söyledi.

Dağdeviren: “Türkiye’nin en büyük ve en yetkili konfederasyonuyuz”

Memur-Sen’in Bartın’da ilimizde 3 bin 231, Türkiye genelinde 1 milyonu aşan üyeye sahip olduğu dile getiren Dağdeviren şöyle konuştu:

“Ramazan Ayı bereket ayıdır. Beraber olma ayıdır. Paylaşmakla bereket daha da artar. Bugün bereketi daha da artırmak için buradayız. Birlikteliğimizi hayırlara vesile olmasını diliyorum. Memur-Sen olarak iftarımıza katılan herkese teşekkür ediyorum. Programımızın gerçekleşmesinde her türlü desteği sağlayan Ankara’dan gelerek aramıza katılan arım-Orman Çalışanları Birliği Sendikası yani TOÇ BİR-SEN Yönetim Kurulu Genel Başkanı Hüseyin Öztürk’e, Genel Başkan Vekili Sabri Kızılkaya ve Genel Merkezi yönetim Kuruluna şükranlarımı sunuyorum. Memur-Sen özgün, hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmekle beraber ülkemizin birliği, diriliği ve bekası için olan her sosyal projede arkasına sağına soluna bakmadan ortaya atılan ve öncülük eden anlayışıyla sendikacılıkta eski çağı kapatarak yeni çağ açmıştır. 1992 yılında 7 dava insanının kurduğu Eğitim Bir Sen ile başlayan bu erdemliler hareketi 1995 yılında Memur Sen Konfederasyonu olarak teşkilatmış, 2008 yılında konfederasyona bağlı 11 hizmet kolunun tamamında yetki alarak Türkiye’nin en büyük ve en yetkili konfederasyonu olmuştur.

Bartın’da 3 bin 231 üye

Mayıs 2015-2018 tarihi itibaren de Bartın ilimizde 3 bin 231, Türkiye genelinde 1 milyonu aşan üye sayısı ile kendisine en yakın konfederasyonuna 3 kat üye sayısıyla yoluna devam etmektedir. Memur-Sen’imizin bu günlere gelmesinde emeği geçenlere, ahirete intikal etmiş olan ve başta kurucumuz olan Mehmet Akif İnan bey olmak üzere hepsinden Allah razı olsun, mekanı cennet olsun. Hayatta olan ve emekli olmuş büyüklerimizle birlikte üyelerimizi Allah, sıhhat ve afiyet sağlık versin. Sayımız kibrimizi değil, yükümüzü artırıyor. Bunun bilicindeyiz. Emeğin ve ekmeğin değerini yükseltmenin mücadelesindeyiz. Bizim hikayemiz birliğin ve beraberliğin hikayesidir. Birlerden binlere, binlerden milyonlara ulaşan bu hareketi yeni ufuklara taşımaya bereket ve heybeti artırmaya mücadele edeceğiz.”

Öztürk: “O tohum büyük bir çınara dönüştü”

TOÇ BİR-SEN Genel Başkanı Hüseyin Öztürk ise Memur-Sen’in bugün 1 milyonu aşan üyesiyle bir konfederasyon haline geldiğini kaydederek şunları söyledi:

“Rahmet ayı, bereket ayı ve cehennemden azat ayı olan Ramazan ayı içerisindeyiz. Cenabı hak hepimizin Ramazan bayramına ulaştırsın. Özellikle gönül coğrafyamızda mazlum bulunan bütün kardeşlerimize huzurlu bir bayrama ulaşmalarını cenabı haktan niyaz ediyorum. Kıymetli kardeşlerim şu mübarek aylara hatırına binaen bu ümmet ve millet için canlarını vermiş, inancı uğruna şehit olmuş, başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bugüne kadar vatan uğruna mücadele ederken şehit olan bütün güvenlik güçlerimize, bütün kardeşlerimize cenabı haktan rahmet diliyorum. Yine sendikal hareketlerimizin kurucularından, Memur Sen’imizin erdemliler hareketinin ilk tohumunu atan Mehmet Akif İnan başta olmak üzere TOÇ BİR-SEN’imize emek vermiş, sendikal harekete emek vermiş ve rahmete rahmana kavuşmuş bütün gönül dostlarımıza, bütün teşkilat mensuplarımıza, bütün genel başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyor, cenabı hak mekanlarını cennet etsin. Onlar bir tohum attılar, bugün o tohum büyük bir çınara dönüştü. Şuan da Memur-Sen ailesi üye sayısını 1 milyonu aşmış bir konfederasyon haline geldi. Bunda emeği ve alın teri olan siz değerli kardeşlerimize yürekten hepinize teşekkür ediyoruz.

“Abdülhamid hazretleri hakkında karalama kampanyaları başlattılar”

 Her ne hikmetse her ramazan ayı geldiğinde Siyonist İsrail Kudüs’ü, Gazze’deki Müslümanları maalesef baskı altına almaya, bombalamaya ve öldürmeye devam ediyor. Her yıl ramazan ayı geldiğinde bu sahneyi tekrar yaşıyoruz. Bu yıl yine 62 kardeşimizin şehit olurken, 2 bine yakın kardeşimizde yaralandı. Katil İsrail’in her yıl ramazan ayında özellikle yaptığı bu katliamları öncelikle lanetliyoruz. Tabi bu katliamlar yüzyıllar öncesine getiriyor, bu bölgede İsrail devletinin kurulması için ilk adımlarını attıklarında Theodore Hertz Sultan Abdülhamid hazretlerine giderek, bu bölgede toprak istediklerinde Abdülhamid hazretleri kendilerine bu bölge, bu mekan, bu topraklar kanla alındı ancak kanla verilir diyerek huzurundan kovmuş. Ama daha sonra Theodore Hertz ve iş birlikçileri Yahudiler, Soyanistler ve Türkiye’deki Osmanlı’daki o günkü yerli iş birlikçileri Sultan Abdülhamid hazretleri hakkında karalama kampanyaları başlattılar. Dediler ki diktatör, Osmanlı şu an kötüye gidiyor. Osmanlıların tekrar dirilmesi, bu kötü gidişin durulması için Abdülhamid’in gitmesi gerekir dediler. Bizim Osmanlı ile bir derdimiz yok dediler. Bizim derdimiz Abdülhamid’dir. O giderse Osmanlı kurtulur, eski günlerine döner dediler. Abdülhamid hazretlerini maalesef tahtan indirdiler. Onlar sadece tahtan indirmeyi hesap etmişlerdi. Ama maalesef son yüzyıldır gönül coğrafyamızda bu bölgede Osmanlı yıkıldı ve gönül coğrafyamızda kan ve gözyaşı dinmedi.

“Her zaman milletin ve devletinin yanında olduk”

 Türkiye şuanda yeniden bir şahlanışa geçmiş, bölgesinde küresel güç, gönül coğrafyasında ümmete lider olma yolunda hızla ilerleyen bir ülke konuma gelmiştir. Ama maalesef dış güçler yüzyıl önce olduğu gibi gerekse yerli iş birlikçilerle Türkiye’nin bu gidişatını durdurmak istiyorlar. Bu süreçte Memur-Sen ailesine çok büyük bir görev düşüyor. Bu güne kadar Türkiye’nin önemli süreçlerinde olumsuz süreçlerinde biz hep memur sen ailesi olarak hep orta yolda olduk, doğru yolu seçtik, milletin ve devletinin yanında olduk. Hiçbir zaman Türkiye’de darbelerin yapılmasına göz yummadık. Hep sesimizi haykırdık. 17-25 Aralık ile geldiler olmadı. Gezi olayları ile geldiler olmadı. Bu ülkenin başına bir cemaati bela ettiler paralel devlet yapılanmasına giriştiler yine olmadı. 15 Temmuz’da yine denediler yine olmadı. 24 Haziran da bir seçimimiz var. Buna yönelik yeni hamleler var. Türkiye’nin ilerleyişini durdurmak, istiyorlar. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada biz devletinin yanında, milletin yanında dik durmaya ve istikrardan yana devam demeye gayret edeceğiz. Ama bunlar birlik beraberlik içerisinde olur.”

Tunç: “16 yıl önceki Türkiye’yle bugünkü Türkiye arasında çok fark var”

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ta iftar sonrasına yaptığı konuşmada 24 Haziran seçimlerinin önemine değindi. 24 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş yapacağını ifade eden Tunç şunları söyledi:

“Bir taraftan Ramazanı idrak ederken bizlerde bir taraftan Sayın Genel Başkanımızın da dediği gibi 24 Haziran seçimleri dolayısıyla yollara koyulduk. Vatandaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Çeşitli toplantılar vesilesiyle de onlarla bir araya geliyor ve 24 Haziran’ın önemiyle ilgili onlarla istişarelerde bulunuyoruz. Farklı düşüncede olanlar olabilir. 16 yıl önceki Türkiye’yle bugünkü Türkiye’yi kıyaslayamayanlar olabilir. 16 yıl önceki Türkiye’yle bugünkü Türkiye arasında çok büyük farklar var. Bunu en iyi şekilde idrak eden de Memur-Sen ailesi. Memur-Sen her zaman devletinin, milletinin ve demokrasinin yanında olmuş, milli iradeyi sürekli savunmuş, ülkemizin karşı karşıya kaldığı zorluklarda ve tehlikelerde hep ülkesinden ve milletinden yana tavır koymuş Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruşlarından biridir.

“Türkiye 3 kat büyüdü”

16 yıl önceki Türkiye bugünkü Türkiye’den 3 kat daha küçük bir Türkiye’ydi. 2000’li yılların başlarında Türkiye dünyanın en hızlı küçülen eksi 9 büyüme hızı olan bir ülkeydi. Şimdiki Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen artı 11’le büyüme rekorları kıran bir ülke. Bir Türkiye’nin yanına 3 Türkiye daha ilave ettik. Bundan 16 yıl önce yeni doğan bir bebek eğer vefat etmişse onun cenazesini senet imzalamadan almak mümkün değildi. Bartın’da geçen yıl ikiz prematüre bir bebek doğdu.  Ankara’dan 2 helikopter havalandı. Bebeğin biri Ankara’ya diğeri İstanbul’a helikopterle sevk edildi. 16 yıl sonraki Türkiye 2 prematüre bebeği 1 saat içerisinde 2 ayrı tıp fakültesine sevk edip hayatını kurtaran bir Türkiye haline geldi.

“Bu kadar yalanı söylemek kolay olmamalı”           

Bir tanesi çıkmış “Marmaray’ı Bülent Ecevit yaptı” diyor. Bu kadar yalanı milletin gözünün içine baka baka söylemek kolay olmamalı. 16 yıl boyunca Türkiye’nin 81 vilayetinde kalkınma hamlesi gerçekleştirdik. Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin hizmet almayan hiçbir köşesi kalmadı. Bundan en fazla nasibini alan illerden bir tanesi de Bartın’ımız. Bartın’a 5.9 milyar TL’lik kamu yatırımı gerçekleştirdik. Burada saymakla bitmez. Hayal dahi edilemeyen yatırımlar. AK Parti’den önce Valimizin görev yapabileceği bir hükümet binası bile yoktu. İlçe kaymakamlık binasının tabelası değiştirilmişti ve o şekilde idare edilmişti. Kamu yatırımları durmuştu. 3,5 kilometrelik Bolu Dağı tüneli 17 hükümet eskitmişti ki Recep Tayyip Erdoğan gelmeseydi patates deposu yapılacaktı. Şimdi sadece Bartın-Kurucaşile arası 22 kilometre yani Bolu Dağı Tünelinin 7 misli tünel yapıyoruz.

“Böyle bir Türkiye’nin liderine teşekkür etmek lazım”

 Bartın’da şuanda devam eden kamu yatırımımız 6 milyar TL. 1 milyar lira için IMF kapılarında el pençe divan durduğumuz bir Türkiye’den o paranın 12 mislini sadece Bartın’a yatırım yapan bir Türkiye var artık. Böyle bir Türkiye’yle onur ve gurur duymak lazım. Böyle bir Türkiye’nin liderine teşekkür etmek lazım.  Ben gittiğim her yerde şunu soruyorum “24 Haziran’da Recep Tayyip Erdoğan kazandığında Fransa mı sevinir, Bosna-Hersek mi sevinir?” diye herkes “Bosna-Hersek sevinir” diyor. Demek ki 24 Haziran’da bu millet liderine, ülkesine sahip çıkacak. 16 yılda Türkiye’yi gerek ekonomik kalkınma alanında gerekse özgürlüklerin ve demokrasinin taşınması anlamında, milletimizin refahının daha ileri taşınması anlamında daha kat edecek çok mesafemiz var.

Kişi başı milli geliri daha arttırmamız lazım”

Kişi başı milli geliri daha arttırmamız lazım. Avrupa ülkeleri üzerine çıkarmamız lazım. Bunun için çalışıyoruz. Ama bunu engellemek isteyenler, Türkiye’nin küresel bir güç olmasını istemeyenler, Türkiye’deki taşeronlarını devreye sokarak bu 16 yıllık süre içerisinde zaman zaman sahneye çıktılar. Türkiye’yi 3 kat büyüttük ama bir taraftan da onlarla uğraştık. Terörü azdırdılar. Yüzlerce şehit verdik. Sonunda baktılar olmuyor 15 Temmuz gecesi FETÖ teröristleri bu milletin silahlarını millete doğrulttu. Ama milletimizin o tankın önüne gövdesini koydu ve ülkesine ve liderine sahip çıktı. O günden bugüne de darbeciler yargı önünde hesap veriyor. 

“Hapishanedeki FETÖ teröristleri 24 Haziran’ı iple çekiyor”

Hesap verirken OHAL süreci var. Cumhurbaşkanı adaylarının hepsi “OHAL’i kaldıracağız” diyor. OHAL vatandaşın özgürlüğünü kısıtlayan bir durum değil. Şimdi o hapishanedeki FETÖ teröristleri 24 Haziran’ı iple çekiyor.  “Acaba Recep Tayyip Erdoğan’ın dışında başka birisi kazanır mı? Kazanırsa bize buradan bir ışık görünür mü?” 24 Haziran’ı da ülkemizin milletimizin desteği ve Cenab-ı Allah’ın takdiriyle aşacaktır. Yeni bir sisteme adım atacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi artık Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcı demek. Tam demokrasiye geçiş demek. Bugüne kadar ki eksik demokrasiydi. Parlamenter sistem demek yarım yamalak demokrasi demekti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde halkın yarıdan fazlasının desteğini almadan yetkiyi alamıyorsunuz.

“Güçlü Türkiye olacak”

Yeni sistemde artık kuvvetler ayrılığı var. Güçlü bir meclis, hükümeti ve cumhurbaşkanını denetleyen bir meclis var. Diğer taraftan artık koalisyonlar tarihe karışmış, 25 Haziran’dan itibaren hükümet iş başı yapacak.  Güçlü Türkiye olacak. Bağımsız ve tarafsız yargı diyoruz. Onlar eski sisteme geri dönmeyi vaat ediyorlar ama bir taraftan da şunları, şunları yapacağız diyorlar. Ama şunu unutuyorlar. Vaat ettikleri her şeyi eski sistemde başbakan yapıyor. Tabi bizim onlarla işimiz yok.

“Yaparsa yine Recep Tayyip Erdoğan yapar”           

Halka yeni yeni vaat ettiğimiz projelerimiz var. Yaptıklarımız ortada. Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla 3600’le ilgili memurların bir kısmı bunun içinde hemşireler ve diğer din görevlileri emekli olduğunda 3600’den faydalanacak. Diğerleriyle ilgili de talep var. O talepleri sendikalarımız değerlendiriyor. Cumhurbaşkanımızla görüşüyor. Eğer bu yapılacaksa bunu yine Recep Tayyip Erdoğan yapar. Başkası yapamaz. Bartın’da da Yaşar Arslan’la birlikte biz yola çıktık. Yeter ki Bartın’a yeni yeni eserler kazandıralım. Her şeyiyle Bartın’ın gıptayla bakılan bir il olsun ve Batı Karadeniz’in bir yıldızı gibi parlasın. Bugüne kadar bunun için hep tek milletvekili olarak çalıştık ama bir elin nesi var iki elin sesi var o zaman 2 milletvekiliyle parlamentoya ve Cumhurbaşkanımıza tam destek vermeye sizleri davet ediyoruz.