KURAN VE SÜNNETTE TEVHİD
Tahsin ÖTGÜÇ
Tevhit, birlemek, Allah’tan başka ilah olmadığına inanmak. La ilahe illallah sözünü tekrarlamak anlamına gelir. Tevhid denilince akla la ilahe illallah kelamı gelir. Bu kelama kelime-i tevhid denir. Yüce Allah Kuran’ında “de ki, O, Allah birdir. Allah sameddir. (Bütün varlıklar O”na muhtaçtır. Fakat O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur. İhlas, 4. İslam’ın tevhid akidesinin en özlü ve anlamlı ifadesi, bu ihlas suresinde yerini almıştır. İhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle bağlanmak, esaslarını sırf Allah rızası için uygulamaktır. Peygamberimiz (sav) efendimiz ihlas suresinin kuranı kerimin üçte birine muadildir buyurmuştur. İhlas suresinin manasını kavrayarak okumak, tevhid inancının kavi hale gelinesine vesile olur.
İnsanlığı bir ana ve babadan meydana getiren Allah, inananların bir olmalarını dağılıp parçalanmamaları gerektiğini beyan buyurur. İnsan tek başına yaşayamaz. Hayatı için gerekli olan ihtiyaçları diğer insanların yardımı olmadan temin edemez. Dünyada bulunan her bir parça hep birbirlerine muhtaçtır. Hayatın düzeni, birlik ve beraberlik temeliyle sağlanır. Atalarımız ne güzel söylemişlerdir. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var “ Peygamberimiz (s.a.s) efendimiz ,” Toplulukta rahmet, ayrılıkta ise azap vardır” buyurarak birlik ve beraberliğin önemini vurgulamıştır. Birlikte, bereket ve bolluk var. Huzur, güven ve paylaşım var. Ayrılıkta, dağınıklıkta, bunalım, güvensizlik ve stres var. Allahın rahmetinden, esenliğinden ve inayetinden mahrum olmak var.
Yüce Mevla Kuran’ında “ Hep birlikte Allahın ipine (Kuran’a ) sımsıkı sarılın, parçalanıp dağılmayın Allah”ın size olan nimetini hatırlayın. Al-i İmran,103. Değişik ırklarda, dillerde ve renklerde olanları bir araya toplayacak olan tek sistem, İslam’dır. Gönülleri birbirine bağlayacak, kalpleri ısındıracak olan da ancak Kuran’dır. Cenabı-ı Hak bütün insanlığı, huzur yeri olan Islama, sevgi yolu olan Kuran’a davet ediyor. İnsanlık ancak bu sayede birlik ve beraberliği devam ettirebilecek ve huzura erecektir. Ayeti Kerimenin devamında “ Hani sizler birbirinize düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirdi. İşte Onun mu nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam karşısında idiniz de O, sizi oradan kurtarmıştı İşte Allah, size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor. Al-i İmram, 103.
İslamiyet ten önce insanlar arasında birlik ve beraberlik mevcut değildi. Güçlü olan zayıfı ezmekte, her kabile kendi menfaatlerine göre hareket etmekteydi. Ne adalet, ne fazilet, ne iffet ne de hayâ kalmamıştı. Parçalanmış karanlıklar içinde bir toplum vardı. İnsanlığın rehber ve kılavuzu olan rahmet Peygamberi Hz Muhammed Mustafa (s.a.s) efendimiz insanları birliğe çağırarak hep birlikte Kuran’ın etrafında toplandılar. Kuran’dan aldıkları ilim ve feyizle güçlendiler, huzur ve mutluluğa eriştiler. Düşünür ve tarihçi Muhammed İkbal der ki, bu millet birlik ipini elinden kaçıralı beri müşküle düştük. Biz yıldızlar gibi perişan, dağınık haldeyiz. Aynı yolda arkadaş olduğumuz halde birbirimizin yabancısıyız. Bizi birbirimize bağlayan soy-sop rabıtası değildir. Biz Hicazlı sevgiliye gönül vermişiz. Bizi birleştiren O dur. Yalnız onun sevgisi bizi birbirimize bağlamaya kâfidir.
Peygamberimiz (s.a.s) efendimiz “ Mümin mümin için parçaları birbirini tahkim eden bir bina gibidir. Muhtarul- Ehadis, 150. Buyurarak müminleri bir binaya benzetmiştir. O bina ki parçalarından biri veya bir kaçı alınırsa bina çökme tehlikesi geçirir. Mümin toplumunda bireyler arasında tefrika, bölünme meydana geldiği an cemiyet zayıflar, geleceğine güvenle bakamaz. Düşmanlarına karşı kendisini savunamaz hale gelir. Cenab-ı Hak “ İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunların gereğini yapmazsanız yeryüzünde bir karışıklık ve büyük bir bozulma olur. Enfal, 73. Kafirler birlik olur, Müslümanlar birlikten uzak kalırsa dünyada bozgunculuk ve zulümler meydana gelir. Günümüz dünyasında olduğu gibi, Kuran ve sünnette tevhid akidesinden uzaklaşıldığından İslam ümmetindeki birlik ve beraberlik ruhu o denli zayıflamıştır. Müslümanlar kendi aralarındaki yardımlaşma ve dayanışma yerine, gayri Müslimlerle dayanışma içinde olmaya özen göstermişlerdir. Bu durum İslam akidesi açısında doğru değildir. Yüce Allah Kur ”anda ve sünnette buluşarak birlik ve dirliğimize yeniden kavuşmamızı nasip etsin.
Tahsin ÖTGÜÇ- Emekli Müftü