
KURANDA BİRLİK
Tahsin ÖTGÜÇ
KURANDA BİRLİK
Yeryüzünde hayatlarını idame ettiren Müslümanlar, kuranın birlik çağrısına uymaları, yarınlara güvenle bakabilmeleri açısından son derece önem arz etmektedir. Günümüz dünyasında meydana gelen adaletten, hukuktan ve genel ahlak anlayışından uzak olayların her geçen gün artarak devam etmesi, bu gerçeği ortaya koymaktadır. Filistin ve Gazze’de meydana gelen soykırım ve katliamlar, İsrail’in izin vermediği için bölgeye gıda girmediği için ölüme terkedilen insanlar. Bu hazin olaylar karşısında ABD ve batılı devletlerin gereği gibi insanlık dışı olayların bertaraf edilmesi için çaba sarf etmiyorlar. İslam devletlerine baktığımızda susmayı tercih ediyorlar. Bilmeliler ki, susmakla, görmezlikten gelmekle sorumluluktan kurtulanamaz. En sonunda Allaha hesap verilecektir.
Yüce Allah kuranında “Hep birlikte sımsıkı Allah’ın ipine(kurana) sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz, birbirinize düşmandınız da, O kalplerinizi birleştirdi. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, taki doğru yola eresiniz ”buyurmuştur. Al-i İmran,103. Müslümanlar, kurandan aldıkları öğreti ve feyizle hayatlarını idame ettirmek zorundadırlar. Zira bu durum İslam’ın gereğidir. Hak hukuk ve adalet tanımadan canı istediği gibi masum sivil halkın üzerine bombalar yağdıran, pek çok insanı yerinden, evinden barkında eden İsrail’e karşı tepki gösteren, olmadığı için soykırım ve işgale devam ediliyor. Haksızlığa uğrayanlar Müslümanlardır. Yaşama haklarına son verilenler Müslümanlardır. Bakıldığında İsrail orta doğuyu hâkim olmak istemekte. Bunun için her türlü şeytani planları uygulamaya çalışmaktadır. Bu durum, görmemezlikten gelinemez. Vakit geçirilmeden Allah için mazlumun yanında yer almak, zalime yeter demek, insani ve İslami bir görevdir diye düşünüyorum.
Peygamberimiz(sav) efendimiz “Müminler birbirleri korumakta, birbirlerini acımakta ve sevmekte bir vücud gibidirler, Vücudun organlarından birisi rahatsız olduğunda diğer organlar rahatsız olanın rahatsızlığını hissederler ”buyurmuştur. Riyazüssalihin. Bu gün filistin ve gazzede açlığa ve susuzluğa mahkûm edilen mazlumlara yardım etmek, yardımın ulaşması için yollar aramak, İslami bir görevdir. Peygamberimiz(sav) efendimiz” Sizden biriniz bir yerde bir münker görürse onu diliyle gidersin, diliyle gideremiyorsa eliyle gidersin. Bu da mülkün değilse, bari kalben buğuz etsin” buyurmuştur. Riyazüssalihin. İslam’da nemelazımlık yoktur. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi uydurmadır. Birey ve topluma zarar veren bir varlığın ıslahı gerekir. Kendi haline bırakılırsa, görmemezlikten gelinirse vereceği zarar yaygınlaşır. Öyle zaman gelir ki, önüne geçilmez hal alabilir. Aynen bu gün dünya gündemini meşgul eden İsrail devletinin sınır tanımayan saldırganlığı gibi.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz. İsrail, saldırıyor, masum sivil halkı katlediyor, gözünü kestirdiği ülkelere bombalar yağdırıyor. En son İrana saldırdı. Batılılar İsrailin kendini savunma hakkı var diyorlar. Bu nasıl bir anlayış, saldıran, savaşı başlatan İsrail. İsraile bu hakkı kim veriyor. Bu tabloyu görünce insanlık bitmiş demek zorunda kalıyoruz. Müslümanların sorunlarını ancak ve ancak Müslümanlar çözer. Osmanlı girdiği her yere adaleti, hakkaniyeti ve hoş görüyü götürmüştür. Bu gün de islam devletleri kuranda buluşarak mazlum ve mağdurların yüzlerini güldürebilirler. Kendi aralarında yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştirebilirler. Bunun için samimi olmak yeterli olailir.
Tahsin ÖTGÜÇ-Emekli müftü