FERT VE TOPLUM SAĞLIĞI
Tahsin ÖTGÜÇ
İnsan hayatı için sağlık, önemli bir nimettir. Genelde nimet elden çıkınca kadri kıymeti idrak edilir. Oysa kaybolan nimetin geriye dönüşü mümkün olmayabilir. Bu nedenle sağlığımızı tehdit eden, tehlikelerden, yiyecek ve içeceklerden birey ve toplum olarak korunmak gerekir. Allah (cc) (Mallarınızı) “ Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyi ve yararlı davranışları, en güzel şekilde yapın. Şüphesiz Allah ihsan edenleri sever” buyurmuştur. Bakara, 195. İnsan kendini, kendi elleriyle nasıl tehlikeye atar. Allah’ın kendisine verdiği, akıl melekesini ve cüz’i iradeyi sağlam yönde kullanmayarak ulu orta yaşamaya çalışır. Temizliğe dikkat etmez. Yolda yürürken rast gele yerlere tükürür veya sümkürür. Yiyeceklerine dikkat etmez. İnsan vücuduna zararlı olan maddeleri kullanır. Kazancını israf ederek kullanır. Bunu sonucu olarak stres ve bunalıma girer. Evindeki sobayı yanık bırakarak uyur, daha önceden bacayı temizlememiş ise, duman bacadan geri gelir, bunun sonucu olarak karbon monoksit zehirlenmesi meydana gelir. İşte bütün bu olaylar, kişinin kendi eliyle ortaya çıkmaktadır. Böylece kişi, kendini kendi elleriyle zarara sürükler.
İnsan, olumsuz bir davranış sergilediği zaman, bunun zararı sadece kendine ait olmaz. İçinde yaşadığı topluma da yansır. Mesela alkol alan kişinin ne konuştuğunu bilmemesi, etrafını ve ailesini rahatsız eder. Sobadan çıkan bir kıvılcımla yanan evin, fabrikalardaki filtresiz bacalardan çıkan dumanların, dere yataklarına bırakılan zehirli atıkların ve çöplerin çevreye verdikleri zarar, bu cümledendir. Peygamberimiz (sav) efendimiz,” İslam’da zarar vermek, zarara zararla karşılık vermek yoktur” buyurmuştur. İbn Mace, Ahkam, 17. İslam’da faydalı ve üretken olmak var. Kendimiz için istediğimiz bir şeyi diğerleri için de istemek, kendimize yapılmasını arzu etmediğimiz bir şeyi de başkalarına yapılmasını arzu etmemek vardır. Müslümana yakışan her alanda adil olmaktır. Söylem ve eylemiyle doğruluk ve dürüstlük ilkesinden ayrılmamaktır.
Kendi huzur ve mutluluğumuzu düşünürken, toplumun da huzur ve güvenliğini düşünmeliyiz. Kendi sağlığımızı korurken etrafımızda olanların da sıhhatini düşünmeliyiz. Bunun için beden ve çevre temizliğine gerekli dikkati göstermeliyiz. Cadde ve sokaklarda yürürken elimizdeki kabuk veya kâğıt parçalarını çöp kutularına atmayı, yerlere tükürmemeyi ve sümkürmemeyi ihmal etmemeliyiz. Öksürürken de ağzımızı kapatmalıyız. Sigara izmaritlerini ve benzerlerini, çöp kutularına dökmeliyiz. Çevremizin kirlenmesinden dolayı, zaman içersinde fert ve roplum sağlığında bozulmalar görülebilir. Bu nedenle çevremizin temizliği noktasında daha duyarlı olmalıyız. İnsan sağlığı için yiyecek ve içeceklerin temiz olması da o denli önemlidir. Yemekten önce ve sonra ellerin yıkanması, dinen sünnettir. Aynı zamanda sağlık yönünden büyük önem arz etmektedir.
Hayat ve sağlık Allah’ın verdiği birer nimettirler. Her nimet aynı zamanda bir emanettir. Her emanetin korunup, muhafaza edilmesi gerekir. Bunun için hayatımıza ve sağlımıza zarar verecek ortam ve olaylardan kendimizi korumalıyız. En küçük bir ihmal veya tedbirsizlik, sağlığımızı bozabilir, yaşantımızı da olumsuz yönde etki edebilir. Özellikle kış mevsiminde genelde sobalı evlerde yangınlar çıkmakta, sobaların tütmesiyle evlerde oluşan karbon monoksit gazı oluşmakta, ev halkının uykuda olmasından dolayı bu durumu fark edememelerinin sonocunda insan ölümüne sebep olan olaylar meydana gelmektedir. Üstelik bu olaylar sürekli olmaktadır. Bu tip üzücü olayların tekrar etmemesi için bacaların mutlaka temizlenmesine, sobaların yatarken yanık bırakılmamasına dikkat etmeliyiz. Şofbenlerin de elektrik veya gaz kaçağının olup olmadığını ilgiller tarafından kontrol ettirilmesine önem vermeliyiz. Yarınlara güvenle bakabilmek için tedbir ve temkini, elden bırakmamalıyız. Bilmeliyiz ki, fert ve toplum sağlığı, huzur ve mutluluğu, gerekli kurallara uymakla mümkündür. Öyleyse, hep birlikte sağlıklı hayata destek olalım.
Tahsin ÖTGÜÇ
Emekli Müftü