Meclis Üyesi Dursun, İnisiyatifi eleştirdi!

Bartın'da her kesimin tartışmalı gündemi Bartın Irmağı Islah Projesi ile ilgili bir değerlendirme de AK Partili Bartın Belediye Meclis Üyesi Kenan Dursun'dan geldi. Projenin ilimiz için stratejik öneme sahip projeler arasında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Dursun, Bartın Irmağı İnisiyatifine yönelik de eleştirilerde bulunurken 'Senaryo ve aktörleri hiç değişmiyor eski film yine vizyonda' diyerek yaptığı açıklamada 'Her şiddetli yağmur yağışında yıllarca yaşadığı sel afetlerini hatırlayan ve bu konuda travmaları olan halkımızın böyle bir endişeyle bu şehirde yaşamasını biz artık istemiyoruz. O nedenle sadece projeye karşıt açıklama yapabilmek için doğaya bitki örtüsüne ve ırmağa zarar veriliyor gibi basit gerekçeler ile projenin fayda ve zarar analizini doğru yapamayışları bizleri ve taşkınlara maruz kalan tüm halkımızı derinden üzmektedir.' ifadelerini kullandı.

Meclis Üyesi Dursun, İnisiyatifi eleştirdi!

Meclis Üyesi Dursun, İnisiyatifi eleştirdi!

“Senaryo ve aktörleri hiç değişmiyor eski film yine vizyonda”

 

Bartın’da her kesimin tartışmalı gündemi Bartın Irmağı Islah Projesi ile ilgili bir değerlendirme de AK Partili Bartın Belediye Meclis Üyesi Kenan Dursun’dan geldi. Projenin ilimiz için stratejik öneme sahip projeler arasında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Dursun, Bartın Irmağı İnisiyatifine yönelik de eleştirilerde bulunurken “Senaryo ve aktörleri hiç değişmiyor eski film yine vizyonda” diyerek yaptığı açıklamada “Her şiddetli yağmur yağışında yıllarca yaşadığı sel afetlerini hatırlayan ve bu konuda travmaları olan halkımızın böyle bir endişeyle bu şehirde yaşamasını biz artık istemiyoruz. O nedenle sadece projeye karşıt açıklama yapabilmek için doğaya bitki örtüsüne ve ırmağa zarar veriliyor gibi basit gerekçeler ile projenin fayda ve zarar analizini doğru yapamayışları bizleri ve taşkınlara maruz kalan tüm halkımızı derinden üzmektedir.” ifadelerini kullandı.

Bartın’da geçtiğimiz yıllarda üst üste yaşanan sel ve su baskınlarının önüne geçebilmek amacıyla Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından çalışmalarına başlanan Bartın Irmağı Islah Projesi’ne yönelik kamuoyundaki tartışmalar devam ediyor.

Projeye karşı çıkanlar olduğu gibi projeyi savunanlar da çalışmaları ve gelişmeleri yakından takip ediyor.

Bartın’ın önceki dönem İl Genel Meclisi Başkanı, AK Partili Bartın Belediye Meclisi Üyesi Kenan Dursun, yaptığı bir paylaşımla söz konusu projeye yönelik değerlendirmelerde bulunurken Bartın Irmağı İnisiyatifi’ni eleştirdi.

Bartın Irmağı İnisiyatifi tarafından başlatılan imza kampanyası ve proje karşıtı açıklamalara da değinen Dursun, bu tür protestoların bilim ve teknikten uzak olduğunu söyledi.  

DSİ tarafından ihalesi yapılarak devam eden taşkın koruma çalışmalarının stratejik bir hedefe sahip olduğunu vurgulayan Dursun, projenin amacının 1998’de ve diğer büyük sellerde yaşanan taşkınları önlemek olduğunu belirtti.

Proje karşıtı grupların açıklamalarının “şehir efsaneleri”yle dolu olduğunu kaydeden Dursun, bu açıklamaların kamuoyundaki algıyı da olumsuz yönde etkilediğini savundu.

Bartın’daki tüm stratejik yatırımlarda benzer karşıtlıklarla karşılaştıklarını belirten Bartın Belediye Meclisi’nin AK Partili Üyesi Kenan Dursun, Amasra Tünel İnşaatı, Amasra Yolcu İskelesi ve Merkez Cami yapım projeleri gibi yatırımlarda aynı kesimlerin protestolarıyla karşılaştıklarını kaydetti. Güzelcehisar sahilindeki metruk yapıların temizlenmesi ve sahile ahşap yürüyüş yolu ile seyir terasları yapılması projelerinde de benzer protestolar yaşandığını hatırlatan Dursun, bu protestoların ve tartışmaların zaman kaybına neden olduğunu savunurken “Senaryo ve aktörleri hiç değişmiyor eski film yine vizyonda” diyerek yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Şehir efsanesi olmuş sözler” “kendilerine özgü yorumlar”

“Bartın Irmağı Islah Projesinin Yalı kesimi ile Kanlıırmak Bölgesinde DSİ tarafından ihalesi yapılarak devam eden taşkın koruma çalışmalarını son dönemde Irmak İnisiyatifi adı altında oluşturulan belirli bir grup veya grupların ırmağa sahip çıkmak adına başlattıkları imza kampanyası ile yine aynı bölgede yapmış oldukları proje karşıtı protesto mahiyetli bilim ve teknikten uzak halkı bilgilendirme açıklamalarına hep birlikte şahit oluyoruz. Ancak ne yazıktır ki yapılan açıklamaların içeriğine bakıldığında her konuşmacının şehir efsanesi olmuş sözlerin yanına yine kendilerine özgü yorumları da katarak yaptıkları açıklamalar ile mühendislik bilimi ile simüle edilerek hazırlanmış stratejik bir hedefi olan projenin kamu oyundaki algısını olumsuz yönde etkilemeye dönük çabalar olarak değerlendirdiğimi açıkça söylemek isterim.

Yalı ve Kanlıırmak kesiminde devam eden ıslah çalışmasının projelendirme aşamasının TEFER projesiyle uzun yıllara sari bir çalışma olduğunu ancak o dönemin ekonomik şartları projenin her dönemde tehirine neden olmuştur .Bu nedenle TEFER projesiyle başlatılan proje çalışmaları 2000’li yılların her alanda gelişen teknolojilerinin ışığında bugün dünyada sorun haline gelen küresel ısınmadan kaynaklı yaşanan mevsim değişiklikleri ile yıllar itibariyle metrekareye düşen yağışların artışları da dikkate alınarak bir mühendislik bilimi olan simülasyon eşliğinde geliştirilmiştir. Son dönemde Ülkemizin ekonomik şartlarının iyileşmesi ile birlikte Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’un girişimleri Milletvekilimiz Sayın Yusuf Ziya Aldatmaz’ın da takipleriyle Cumhur Başkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın projeye vermiş olduğu önem ve maddi destek ile birlikte alanda son haliyle imalat çalışmalarına da başlanmıştır.

“Basit gerekçeler”

Bu projeden beklenen murat nedir? 1998’de ve yaşanan diğer büyük selindeki gibi metre kareye 350 ila 400 litrelere varan yağışlarda Yalı ve Kanlıırmak kıyısının düşük kodlarından sel taşkınlarına maruz kalan Yalı Bölgesi, Kanlıırmak’ın tamamı, Kavaklı, Tuna Mahallesi, Hendekyanı ve Demirciler Mahallelerinin neredeyse tamamını kapsayan su baskınlarıyla yüzlerce ev ve iş yerlerini taşkınlarından ve maddi zararlardan koruyacak olması itibariyle İlimiz için stratejik bir öneme haiz projeler arasında değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha söylemek isterim.

Coğrafya kader olmamalı. Her şiddetli yağmur yağışında yıllarca yaşadığı sel afetlerini hatırlayan ve bu konuda travmaları olan halkımızın böyle bir endişeyle bu şehirde yaşamasını biz artık istemiyoruz. O nedenle sadece projeye karşıt açıklama yapabilmek için doğaya bitki örtüsüne ve ırmağa zarar veriliyor gibi basit gerekçeler ile projenin fayda ve zarar analizini doğru yapamayışları bizleri ve taşkınlara maruz kalan tüm halkımızı derinden üzmektedir.

“Bu gerçekleri neden görmezden geliyoruz?”

Şimdi basit gerekçeler ile ırmağa sahip çıkmaya çalıştıklarını ifade edenlere şu gerçeği hatırlatmak isterim; Bartın Irmağı halen bazı noktalarından evsel yani kanalizasyon ve kimyasal atıklara maruz kalmaya devam ederken yine ırmak boyunca ilgisizlik nedeniyle gelişen ormanlaşma sonucunda vahşi hayata ve yaban hayvanlarına barınak olmasına neden itiraz edilmemektedir. Bu konu yapılmak istenen taşkın koruma projesinden daha mı önemsizdir? İlin tüm yöneticilerinin ortak hayali bu ırmağı turizme kazandırmak değil mi? Irmağın vahşileşmesine ve kirletilmesine göz yumarak bu hayal gerçekleşebilir mi? O zaman bu gerçekleri neden görmezden geliyoruz? Eğer ifade etmiş olduğum bu konularda gerçek manada İlin yöneticileri ve Bartın halkıyla birlikte ırmağımıza Parthenios’umuza sahip çıkamaz isek ırmak bizlere daha çok küsecek ve vahşileşme sürecine hızla devam edecektir.

“Defalarca aynı karşıtlığı gördük”

Bu tavırlar bize yabancı değil. Biz bu söylem ve eylemlere Bartın’daki tüm stratejik yatırımlarda maalesef ki hep şahit olduk. Bunların içerisinde akılda kalanlar Amasra Tünel inşaatı, Amasra yolcu iskelesi ve merkez Cami yapım projeleri gibi tüm stratejik yatırımlarda defalarca aynı karşıtlığı gördük.

“Bartın’a zaman kaybettirdiği açık”

Örneğin 2017 yılında Güzelcehisar sahilinde İl Genel Meclisimizce onaylanan Koruma Amaçlı İmar Planına uygun olarak sahildeki metruk yapıları aynı kesimlerin protestolarına rağmen temizlemiştik. Devamında Meclisimiz ve Koruma Kurulunca onaylanan plana dayalı peyzaj projesi ile İl Özel İdarimiz tarafından sahile ahşap yürüyüş yolu ve seyir teraslarını yaparak Güzelcehisar sahilimizde bulunan Dünyaca üne sahip 80 milyon yıllık lav sütunlarını görücüye çıkarmak istedik. Bartın Üniversitemizin Peyzaj Bölümünün hocaları ve öğrencilerinin katkılarıyla hazırlanan proje yine stratejik hedefleri olan turizmi geliştirme tabanlı son derece iddialı bir çalışma idi. Ancak doğaya uyumlu olarak hayata geçirdiğimiz proje daha bitirilmeden aynı gruplar birebir aynı iddia ve söylemleriyle bölgede eylem yapmışlar ve orada da halkı yanlış bilgilendirme gayretine girmişlerdir. Akabinde aynı inisiyatif konuyu asılsız itham ve iddialarla mahkemelere de taşımış ancak yıllarca süren davalar günümüz itibariyle davayı açanların aleyhine sonuçlanmıştır. Güzelcehisar Projemizin imalatı bir yıl gibi kısa bir sürede bitse de hukuk mücadelemiz 7 yıl gibi uzunca bir süre devam etmiştir. Tonu ve dozu oldukça yüksek olan bu karşıtlığın Bartın’a zaman kaybettirdiği de açıktır. Şimdi gelelim bu güne o gün projeye karşı olanların seyir teraslarında selfili fotoğraflarını görmek ise bizleri hiç de şaşırtmamıştır.

“Herkese nasip olmuyor”

Bu vesileyle Güzelcehisar Projesine o zorlu dönemde büyük destek veren o dönemin Bartın Milletvekili bugünkü Adalet Bakanımız Sayın Yılmaz Tunç’a bir kez daha teşekkür etmeyi kendime bir borç biliyorum sonuç itibariyle Güzelcehisar ve diğer eserlerin tamamı mensubu olduğumuz AK Partimizin hizmet davası ve sevdamızdan kaynaklanmaktadır. İyi niyet ve samimiyet ile halka hizmet ederken kubbede hoş bir seda bırakmaktır asıl olan o da herkese nasip olmuyor vesselam.”

Nilay Meryem ÇÖMLEK