KURTKAYA'DAN TUNÇ'A 'YIKIM MASASI' CEVABI

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'un güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmaları kapsamında bir araya gelen 6 muhalefet partisi için yaptığı 'Yıkım masası' benzetmesine cevap veren Gelecek Partisi Bartın İl Başkanı Yasemin Dora Kurtkaya, 'Bizim bir cumhurbaşkanını indirip yeni bir kurtarıcı arama gibi bir derdimiz de yok. Bizim derdimiz ülkemizin önünü açacak ve yıllarca da sürebilecek güçlendirilmiş parlamenter sistem. 5 benzemez dediği toplumun ana damarlarıdır. Ona bakarsanız onların derdi Recep Tayyip Erdoğan kalsın, ülke ne olursa olsun' dedi.

Gelecek Partisi Bartın İl Yasemin Dora Kurtkaya, son zamanlarda ülkenin gündemini meşgul eden zamlar ve Onur Özkaya'nın Belediye Meclis Üyesiyken AK Parti'den istifa ederek Gelecek Partisine katılışıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Kurtkaya açıklamasında, elektriğe yapılan zamlar ile özel elektrik şirketlerinin kollandığını ifade ederek, “Elektrik fiyatlarına yapılan fahiş zamlara, yükselen doğalgaz fiyatlarına, benzin, motorin, otogaz fiyatlarındaki sürekli artışlara, bütün mal ve hizmet fiyatlarının daha da artacak olmasına, hayat

pahalılığının çekilmez hale gelmesine, ödenemeyecek faturalar nedeniyle elektriği, gazı, suyu kesilecek binlerce vatandaşımızı soğuk ve karanlık günlere mahkum edecek politikalara itiraz ettiğimiz için bu açıklamayı yapıyoruz.

İktidar, 1 Ocak'tan itibaren elektriğe kademeli olarak yüzde 50 ile yüzde 127, doğalgaza konutlarda yüzde 25 oranında çok yüksek oranlı zamlar yaptı. Aynı şekilde benzin ve motorinde çok yüksek zamlardan nasibini aldı. Türkiye de 4 kişilik bir hanenin aylık asgari elektrik tüketimi 230 kWh' dır ve Aralık 2021 tarihinde bir ailenin buna göre ödediği fatura toplamı aylık en az 210 lira 58 kuruş iken, Şubat 2022 tarihi itibarıyla aylık faturası yüzde 76 artarak 370 lira 80 kuruşa çıkacaktır. Yani 160 lira ek kulfet binmiştir. Konut abonelerine yeni kademeli faturalandırma ile dar gelirli vatandaşlara yönelik iyileştirmesi iddiaları tamamen göstermeliktir. Elektrik zamları ile özel elektrik şirketleri kollanmıştır. Maalesef halkı düşünen yok. Zam oranlarının halkın alım gücü üzerinden değil iktidarın kendi ihtiyaçları üzerinden belirlendiğini görüyoruz.” dedi.

“Elektrik ve doğalgaz piyasanın insafına bırakılmamalıdır”

Kurtkaya, fahiş enerji zamlarının gündelik yaşamı etkilediği gibi üretime dayalı sektörü de olumsuz etkilediğini dile getirerek, “Bugün faturalarını ödeyemediği için binlerce ailenin elektrik ve doğalgazı kesik durumdadır. Yapılan bu zamlar, siyasi iktidarın uyguladığı yanlış politikaların bir sonucudur. Bununla beraber yapılan özelleştirmelerle dağıtım şirketlerinin kârlarını korumak amacıyla yapılan zammın bedelini vatandaş ödemektedir. Elektrik üretiminde doğalgaz ve ithal kömüre bağımlılık azaltılmadığı yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmediği müddetçe fiyatlar artmaya devam edecektir. Rekabetin mümkün olmadığı enerji alanında yapılan özelleştirmelerin ucuzluk sağlayacağı iddiası da çökmüştür. Kamunun zararına olan özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarından vazgeçilmelidir. Elektrik fiyatlarının artmaması için üretim, iletim, dağıtım ve perakende olarak ayrıştırılan hizmetlerin bütünleşik bir yapı içerisinde sunumunu mümkün kılacak kamusal bir örgütlenmenin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Elektrik tüm halkın kullanmak zorunda olduğu bir değer, bir haktır. Elektrik ve doğalgaz piyasanın insafına bırakılmamalıdır. Elektrik ve doğalgaza yapılan yüksek zamlar geri alınmalıdır. Fahiş enerji zamları, halkımızın gündelik yaşamı ve sanayi üretimi kadar, tarım ve gıda sektörünü de olumsuz etkilemektedir.” Dedi.

“Sanayimiz, halkımız ve geleceğimiz için…”

Kurtkaya açıklamasının devamında piyasa için alınacak tedbir ve önlemleri sıralayarak, “Mazot gübre, ilaç, yem, tohum gibi temel girdilerde yaşanan fahiş artışlar, gıda üretiminde azalışa sebep olarak tüketiciye zamlı fiyat olarak yansıyacak ve hayat pahalılığını katlayarak artıracaktır. Bu gerçeklerden hareketle; Elektrik fiyatlarındaki artışlar fahiştir, kabul edilemez. Zamlar geri alınmalıdır. Elektrikte konutlar için düşük tarife sınırı aylık 230 kWh'a yükseltilmelidir. 150 kWh elektrik yardımı uygulaması şeffaflaşmalı, ölçütleri kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Yoksul ailelere elektrik yardım sının da aylık 230 kWh'a yükseltilmelidir. Konutlarda elektrik, doğalgaz ve suda KDV oranı yüzde 1'e düşürülmelidir. Maddi imkânsızlık nedeni ile faturalarını ödeyemeyen vatandaşlarımızın elektrik, doğalgaz ve suyu kesilmemeli, kamu kaynaklarından sağlanacak desteklerle, vatandaşların karanlıkta, soğukta ve susuz kalmadan önlenmelidir. Elektrik üretiminde doğalgaz ve ithal kömüre bağımlılık azaltılarak yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızın kullanılmasına öncelik verilmelidir. Ülkemiz, sanayimiz, halkımız ve geleceğimiz için yukarıda sıraladığımız tespit, öneri ve önlemlerin hükümet tarafından dikkate alınarak hayata geçirilmesini talep ediyoruz.” Şeklinde konuştu.

“Partimiz içinde müjdeli haberlerimiz oldu”

Kurkaya, Onur Özkaya'nn Belediye Meclis Üyesiyken AK Parti'den istifa ederek Gelecek Partisine katılmasını ise şu sözlerle duyurdu:

“Elektrik ve doğalgaz zamları toplumumuz şuan kanayan yarası. Ancak partimiz içinde müjdeli haberlerimiz oldu. Geçen hafta daha önce birlikte siyaset yaptığım hem siyasetinde hem ticaretinde başarılı genç kardeşim Onur Özkaya, AK Parti Belediye Meclis Üyesiyken istifa ederek Gelecek Partisine katılmış bulunmaktadır. Geçen hafta Çarşamba günü Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu da kardeşimize rozetini takmıştır.

“Ülkemizin geleceği gençlerimizin omuzlarında yükselecek”

Ben her zaman kendime bir söz verdim. Bizler milletimizin bize verdiği bu makamlarda hizmet ederken hiçbir zaman bu koltukların sahibi değil, emanetçisi gibi hizmet etmeye devam edeceğiz. Bartın'da pırıl pırıl bir sürü gencimiz var. Onları, ilkeli, ahlaklı, dürüst, temiz siyaseti vatana ve millete hizmet etmeyi aşılayıp bu makamları bu emanetleri tekrardan ehliyet ve liyakat sahiplerine bırakacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de söylediği gibi ülkemizin geleceği gençlerimizin omuzlarında yükselecektir. Sayın Genel Başkanımız bize nasıl önderlik ve öğretmenlik yapıyorsa biz de ondan aldığımız feyz ile kardeşlerimize ilkeli ve dürüst siyaseti aşılayıp onların ahlaklı ve temiz siyaset yapmalarına ve yeni bir genç nesil yetişmesine yardımcı olacağız. Gençlerimizin hiçbir zaman ahlaksızlığa, pudra şekeri partileriyle dört, beş yerden milletin sırtına binerek çürümelerine hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz.

“Onur kardeşim buraya geçtiğinde bazı algı operasyonları yapmış olabilirler”

Kardeşimiz buraya geçtiğinde tabi ki bazı algı operasyonları yapmış olabilirler. Bunların hiçbir önemi yok. Biz biliyoruz ki biz milletimize hizmet ettikçe, milletimizin dertleriyle dertlendikçe, onların dertlerine ortak oldukça bizim yolumuzu da halkımız şekillendirecektir. Burada ki hiçbir arkadaşımın ne ikmal ne istikbal derdi var. Önemli olan milletin ikbal ve istikbalidir. Ama biz biliyoruz ki biz halkımıza güzel hizmet verirsek ve daha iyi hizmet vereceğimizi anlatırsak halkımız o hizmet makamlarında bizim ikbal ve istikballerimizi de şekillendirecektir. Gelecek Partisinde hiç kimse milletine hizmet etmeyen milletine karşı sorumluluğunu yerine getirmeyen bir kimse sadece birilerinin şoförü diye makam sahibi olamaz. Her zaman hizmet etmek durumundadır. Öyle bir ayrıştırma yoktur.”

Özkaya: “İki kişiye hakkım helal değildir”

Geçtiğimiz hafta AK Parti'den istifa ederek, Gelecek Partisi kadrosuna katıldığını duyuran Onur Özkaya da, “Geçtiğimiz Çarşamba günü itibariyle seçilmiş son Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun öncülüğünde kurulan Gelecek Partisi kadrolarına dâhil oldum. Siyasi hayatımda yeni bir sayfa açtım. Geçmişe dönük bir iki kelam etmek istiyorum. 20 yaşında girdiğim AK Parti'den 27 yaşında istifa ettim. Bu 7 senelik süre içerisinde hemen hemen her kademede yer aldım. Benimle beraber yol yürüyen tüm genç kardeşlerime teşekkürü borç bilirim. Bu süreçler içerisinde kırdığım, üzdüğüm biri varsa bana haklarımı helal etmelerini istiyorum. Eğer benim hakkım varsa benden yana helal olsun, ama iki kişi hariç. İki kişiye hakkım helal değildir. Yeni açtığım bu sayfa için heyecanlıyım umutlum, mutluyum. Çarşamba gününden bu yana binlerce tebrik mesajı aldım. Gelecek Partisi teşkilatları gerçekten samimi bir şekilde karşıladı beni. Burada gerçekten müthiş bir hava ve müthiş bir gelecek var. Eskisinden daha hırslıyım. Bu duygular içerisinde sözlerimi bitirmeden Genel Başkanımız Ahmet Davutoğlu'na, genel başkan yardımcılarımıza ve Bartın İl Başkanımız Yasemin Dora Kurtkaya'ya bir kez daha teşekkür ediyorum ve diyorum ki gelecek biziz, biz geleceğiz” İfadelerinde bulundu.

“Gelecek Partisine geçerken tereddüttüm olmadı”

Yasemin Dora Kurtkaya ve Onur Özkaya bu açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. “Gelecek Partisine geçerken tereddüt yaşadınız mı?” sorusunu Özkaya, “Bazı şeylerden korkulacaksa yaşamak cesurların hakkı. O yüzden hiç tereddüttüm olmadı” sözleriyle cevapladı.

Kurtkaya: “O günkü dava ile bugünkü dava arasında dağlar kadar fark var”

Kurkaya ise bunun üzerine şunları söyledi:

“Biz orada bir siyaset yaptık ve bizim orada bir davamız vardı. Ama o günkü dava ile bugünkü dava arasında dağlar kadar fark var. O günkü bizim davamızda nepotizm yoktu. Dizi bu kadar istismar edip de siyasete dini bu kadar bulaştırmak yoktu. Ya da uçakta şarap şişesiyle poz verip Bakara Suresiyle dalga geçen bir şahsiyetle bizim davamız bir olamazdı. Birileri sadece çocuğunu o yurda yolladı diye aşağı da zulüm çekerken birileri FETÖ Terör örgütüne yukarıda destek verdiler hatta 15 Temmuz darbe girişiminde baş yönetici rolü üstelendiler. Ama bunların yakın kardeşleri ya büyükelçi oldu, ya bakan yardımcısı oldu, ya bakan oldu. Bizim davamız da böyle bir şey yoktu. Ele başı Apo'nun mektubunun TRT'de okutulması yoktu. Osman Öcalan'ın tekrar TRT'ye çıkarılmadı yoktu. Halkımızın yoksullaştırılması yoktu. Türk lirasının değer kaybı yoktu. Gençlerimizin pudra şekeriyle zehirlenmesi yoktu.

“O hain dedikleri ülkeyi bu durumdan kurtaracak”

Bizi sürekli hain olarak itham ediyorlar. Ama onların davasında bunlar varsa; varsın biz hain olalım, onlar vatansever olsun. Ama gün gelecek ki bu hain dedikleri ülkeyi bu durumdan kurtaracak ve hak ettiği itibara kavuşturacaktır.”

Özkaya: “Ayrılışımda o iki insanın da rolü var”

Gazetecilerin kendisinin “Hakkımı helal etmiyorum” dediği 2 kişinin Gelecek Partisine geçişinde rolü olup olmadığının sorulması üzerine Özkaya “Evet var. İlerleyen süreçlerde daha çok fazla siz basın mensuplarımızla bir araya geleceğiz. Bunları ilerleyen süreçlerde konuşuruz. Şuanda bu geçişe gölge düşürmeyelim. Dediğim gibi çok mutlu ve umutluyum. O yüzden gölge düşürmeye gerek yok” dedi.

Kurtkaya: “AK Parti'de birçok insan rahatsız, kendileriyle görüşüyoruz”

Yasemin Dora Kurtkaya da şöyle konuştu:

“Zaten orada birçok insan rahatsız. Birçok insan bizimle görüşme halinde. Orada şuanda mevcutta olanlarla da görüşüyoruz. Hem fikir olduğumuz konular da var, ayrıştığımız konularda var. Zamlardan, yoksulluktan onlarda dertli. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bu ülke için faydalı olmadığını şuan mevcuttakiler de biliyor. Bu konularda hem fikiriz. Hem fikir olmadığımız konulardan biri de “Eğer ben bu tarafa geçersem AK Parti tarafından maddi ve manevi zarar görür müyüm?” diyenler de var. Bunda hem fikir değiliz. Ben bu korkuların yersiz olduğunu düşünüyorum. Hükümetle devleti birbirine karıştıranlar var. Particilik farklı, devletçilik farklıdır. O konuda da hem fikir değiliz. Hükümetler gelip geçici, devlet bakidir. AK Partinin içindekiler bile yaptırılan o köprülerin, yolların, hastanelerin devletin malı olduğunu zannediyor. Halbuki onlar müteahhitlere 3-4 katı yaptırılıp milleti müteahhitlere borçlandırdıkları hizmetlerdir. Bu konuda da hem fikir değiliz.

“Kırmızı çizgilerimize sahip olan herkese kapımız açık”

Görüşüyoruz, görüştüklerimiz var. Biraz zaman geçtikten sonra bunları da sizinle paylaşacağız. Ancak bizim de kırmızı çizgilerimiz var. O görüşmelerde bizde araştırmalarımızı yapıyoruz. Şaibeye bulaşmamış olması lazım. Karakter sahibi olması lazım. Dik duruş sergileyebilmiş olması lazım. Oturduğu yerde kendini sorgulayabilmeli ve ortamı sorgulayabilmeli. Bizim böyle insanlara ihtiyacımız var. Önce vatan, önce millete hizmet demeli ve Bartın sevdalısı olması lazım. Bu kırmızı çizgilere sahip olan tüm arkadaşlarımızı, bu kapı burada, er meydanı da burada, gelsin bizim kapılarımız herkese açık. Ama bu kırmızı çizgiye sahip olanlar gelsin.”

Kurtkaya: “Gıdada yine fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalacağız”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektrik faturasını ödemeyeceğine dair çıkışıyla ilgili de Kurtkaya, “Tabi ki elektrik faturalarımızı ödeyeceğiz. Bunu ödememe gibi bir seçimimiz yok. Ödemediğimiz taktirde de 50 lira açma, kapama bedeli gibi bir yaptırımı da oluyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun sözleri sembolik olabilir. Ama elektrik

faturası ödenmeyince bunun çilesini tekrar vatandaş çekecek. Gıda da yaptığı gibi bu konuda da KDV oranında bir indirim yaptırabilir. Ama zamanında elektirikten TRT payını kaldırdı, 2 liralık bir indirim yaptı ama fahiş fiyatlarda elektriği bize yüzde 127'lerde yansıttı. Bugün gıdada KDV oranını yüzde 1'e indiriyor ama biz gıdada yine fahiş fiyatlarla karşı karşıya kalacağımızı görüyoruz. Bartın'da ve Isparta'da elektrik dağıtım şirketleri bizlere elektrik ulaştıramadılar. Bizlere yüzde 127 zam yapan o şirketlere soruyorum elektrik ulaştıramadıkları o köylere yüzde 127 indirim yapacaklar mı? Sağlamayacaklar tabi ki. Yapılan her şey o dağıtım şirketlerini kollamak ve gözetmek uğruna yapılıyor. Yine olan vatandaşa oluyor” şeklinde konuştu.

Kurtkaya: “Derdimiz cumhurbaşkanını indirmek değil, güçlendirilmiş parlamenter sistem”

Gelecek Partisi'nin 5 siyasi partiyle bir araya gelmesiyle ilgili de Kurtkaya şunları söyledi:

“Sayın Genel Başkanımızın da söylediği gibi biz başka bir siyasi partiye ittifakla eklemlenecek bir parti değiliz. Eklemlenmiyoruz. Ama tabi ki şuan 6 siyasi partinin görüştüğü vizyon sistem üzerinedir. Yani parlamenter sistem üzerine bir işbirliği içerisindeyiz. İlin milletvekili Yılmaz Bey “Birbirine benzemezler bir araya gelmiş, tek dertleri AK Parti'yi bitirmek ve Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek” demiş. Hayır bizim öyle bir derdimiz yok. Bizim bir cumhurbaşkanını indirip yeni bir kurtarıcı arama gibi bir derdimiz de yok. Bizim derdimiz vizyonel bir sistem. Biz ülkemizin önünü açacak ve yıllarca da sürebilecek bir sistem değişikliği için yola çıktık. Güçlendirilmiş parlamenter sistem bunun karşılığıdır.

“5 benzemez dediği de toplumun ana damarlarıdır”

5 benzemez dediği de toplumun ana damarlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde tanzimattan bu yana batılaşmak isteyen, modernleşmek isteyen bir sol gelenekçi kesim vardır. Aynı zamanda bu batılılaşmayı Türk gelenekleriyle, örf ve adetleriyle karma yapmak isteyen muhafazakar bir kesim vardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulus olduktan sonra bunu bir milletçilik kültürüyle birleştirmek isteyen bir milliyetçilik tarafı vardır bir liberal kısım vardır. Yani toplumun bunlar can damarları. 5 benzemez birbirine ne demek? Biz farklılıklarımızla, benzemezliklerimizle gurur duyuyoruz. Onları zenginliklerimiz olarak kabul ediyoruz. AK Parti “Recep Tayyip Erdoğan gitsin, ülke bitsin” siyaseti yapıyor. O algıya getirmeye çalışıyor. Hiç öyle bir derdimiz yok.

“Onların derdi Recep Tayyip Erdoğan kalsın, ülke ne olursa olsun”

Ona bakarsanız onların derdi Recep Tayyip Erdoğan kalsın, ülke ne olursa olsun. Geçenlerde bir açıklama yapmış “2032'ye kadar Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olabilir” diyor. Yapmayın. O zaman Sayın Vekil 2014'de yapılan halk oylamasını saymıyor. 24 Haziran'da olan seçimi birinci dönem kabul ediyorlar. 2023'te Recep Tayyip Erdoğan'ı aday da göstersinler. Evet aday da olsun. Şahsen hiç sıkıntım yok. Çünkü sandıkla gelen sandıkla gitmeli. 2023'te farz edelim ki Sayın Cumhurbaşkanı aday oldu ve seçildi. O zaman halk Sayın Cumhurbaşkanına 5 yıl görev veriyor. 2028 öncesinde de Sayın Vekil “2027'de erken seçim yaparız” diyor. Halk 2023'te 5 yıl görev veriyor ama o dönemi saymayacaklar 2027'de erken seçim yapıp 2032'ye denk getirecekler. O zaman bu zihniyetle 2032 seçimi öncesinde 2031'de erken seçim yapar, o zaman cumhurbaşkanlığı seçimi 2037'e gider. Bunun o zaman 2050'ye kadar yolu var. Böyle bir şey olur mu? Demokratik ülkede yaşıyoruz. Böyle bir şey yok. anayasada bir cumhurbaşkanının süresi 5 yıldır ve 2 defa seçilebilir. Ya erken seçim olacak ya da 2023'de başka birisi aday olacak.”

Bakmadan Geçme