Dünyada ve Türkiye'de ormancılığın gündemi konuşuldu

Bartın Üniversitesi'nde 'Ormancılık Haftası Etkinlikleri' kapsamında düzenlenen panelde Dünyada ve Türkiye'de ormancılığın gündemi anlatılarak, ormancılığın geleceği ve küresel iklim değişikliği konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından “Dünyada ve Türkiye'de Ormancılığın Gündemi” adlı bir panel gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selman Karayılmazlar Türkiye'de Ormancılık Eğitimi ile ilgili bilgiler verdi. Karayılmazlar, “17 Kasım 1857'de ilk orman okulu L. Tassy tarafından İstanbul'da kurulur ve Türkiye'de ormancılık eğitim ve öğrenimi başlar. Öğrenim dili Fransızcadır. Tassy'nin 1862'de Türkiye'den ayrılmasıyla orman okulu kapanır. Tassy, 1866 yılında Türkiye'ye tekrar çağrılır ve okul yeniden açılır. 1875 yılında, Orman ve Maden Okulları birleştirilir. Orman ve Maadin Mektebi 1880'e kadar açık kalır. Bazı yetersizlikler sebebiyle okulunun maadin bölümü kaldırılır ve orman bölümü Halkalı Ziraat Mekteb-i Alisi'ne bağlanır. Okulun adı, 1903 yılında Halkalı Ziraat ve Ormancılık Mekteb-i Alisi olarak değiştirilir. Orman Bölümü 1910 yılında ayrılır ve Orman Mekteb-i Alisi açılır. 1934 yılındaki Üniversite Reformu Kanunu ile ismi Orman Fakültesi olarak değiştirilen okul, Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü'ne beşinci fakülte olarak bağlanır. Bugün ise Türkiye'de Bartın Orman Fakültesi ile birlikte 12 Orman Fakültesi bulunmaktadır.” dedi.

“Dünya ormanları azalıyor, Türkiye'de artıyor”

Ardından geçilen panelin başkanlığını Orman Fakültesinden Doktor Öğretim Üyesi Gökçe Gençay yaptı. Panelde ilk olarak Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış “Dünya'da Ormancılık Nereye Gidiyor” başlıklı konuşmasını yaptı.

Prof. Dr. Atmış, Dünya'da ormanların her geçen gün azaldığını vurgulayarak “Türkiye'de 1973 yılından bu yana ormanlarımızın arttığını görmekteyiz. Bunun çeşitli sebepleri var. Tabi ki ağaçlandırma çalışmaları önemli bir etken olsa da kırsaldan kente göçen insanlarımızın sayısının çok olması da bunda etkili. Çünkü kırsaldan ayrıldıktan sonra ekilen alan orman alanı oluyor, hayvanlar ormanlık alanlara bırakılmıyor, ağaçlar yakmak için kesilmiyor. Yakın zamanda yaptığımız araştırma 81 ilimizde orman varlığının artığı illerin kırsal kesimin yoğun olduğunu, ormanların azaldığı illerde ise kentleşmenin yoğun olduğunu ortaya koyuyor.” diye konuştu.

Geçmişten günümüze Türk ormancılığı anlatıldı

Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Durkaya ise “Geçmişten Günümüze Türk Ormancılığı” adlı konuşmasında, tarihsel süreçte ülkemizin ormancılık alanında gelinen durumu özetledi. Prof. Dr. Durkaya, “1700'lü yıllardaki hızlı sanayileşme süreci ve bu süreçte enerji ve hammadde kaynağı olarak ormanlardan yararlanılmasının getirdiği orman yıkımları sonucunda süreklilik ilkesi doğmuş ve bu olay ormancılığın doğuşuna vesile olmuştur. Düzenli ormancılık öncesi aşama; Tersanenin, Tophanenin ve askeri ahırların orman ürünlerine olan ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ormanların bir bölümü ayrılmış ve korunmasına özen gösterilmiştir. Düzenli Ormancılığın başladığı aşamada; Türkiye'de Planlı Ormancılığın ve Orman Amenajmanı'nın doğması için, gerekli hazırlıkların yapıldığı bir dönemdir. Plana dayalı işletmecilik aşamasında ise “Ormanların Usulü İdarei Fenniyeleri Hakkında Kanun” adını taşıyan ilk orman amenajmanı kanununun 1917 yılında yürürlüğe girmesiyle ivme kazanmıştır. Türkiye orman amenajmanında 1990 yılından sonra modernleşme çabaları göze çarpmaktadır.” şeklinde konuştu.

“Son 130 yılın en sıcak 7 yılını 11 yıl içerisinde yaşadık”

“Küresel İklim Değişikliği ve Ormanların Rolü” konulu konuşmasını yapan Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedim Saraçoğlu ise iklim değişikliği konusunda bilgiler aktardı. Prof. Dr. Saraçoğlu, “İnsanların çeşitli aktiviteleri sonucunda meydana gelen "sera gazları" olarak nitelenen (karbon dioksit, di azot monoksit, metan, su buharı, kloroflorokarbon) gibi gazların miktarlarının artması sonucunda yeryüzüne yakın atmosfer tabakaları ve katı, yeryüzü sıcaklığının yapay olarak artması "Küresel Isınma" olarak adlandırılır. Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse dünyanın yüzeyi güneş ışınları tarafından ısıtılıyor.” ifadelerini kullandı.

Son yıllarda yaşanan aşırı hava değişimleri ile ilgili de konuşan Prof. Dr. Saraçoğlu, “2 milyon yıl önce yaşanan buzul çağından günümüze kadar yerküre sıcaklığının 3 derece arttığı ve bu artışın orantılı olarak önemli bir bölümü olan 0.5 derecenin son 50 yılda gerçekleştiği saptanmıştır. Son 130 yılın en sıcak 7 yılı, son 11 yıl içinde yaşanmıştır. Bu 2 milyon yıl boyunca süregelen sıcaklık temposunun birdenbire 6666 kat artması demektir. Bu çılgınca artışın son 130 yıllık kıyaslamalı temposu, son 11 yıla sıkışan en sıcak 7 yıla işaret ediyor. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan iklim değişikliğinde olacaklar işe şunlardır.” dedi.

Karşılıklı soru ve cevapların alınmasının ardından son bulan etkinliğe, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, il yöneticileri, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.

Bakmadan Geçme