Engelsiz bir Bartın ve Türkiye için yürüdüler

Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi tarafından Engelliler Haftası dolayısıyla Bartın'da yürüyüş düzenlendi. Engelliler, Kemerköprü'den başlayıp Cumhuriyet Meydanında sona eren yürüyüşte 'Engelsiz bir Türkiye istiyoruz' derken Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi ve Bartın Otizmli ve Engelliler Destek Eğitim Dayanışma Spor Kulübü Derneği (BOED-DER SK) meydandaki Atatürk Anıtına çelenk sunarak açıklamada bulundu.

Engelsiz bir Bartın ve Türkiye için yürüdüler

Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi tarafından Engelliler Haftası dolayısıyla Bartın’da yürüyüş düzenlendi. Kemerköprü’den başlayıp Hükümet Caddesi boyunca devam eden yürüyüşe Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi ve Bartın Otizmli ve Engelliler Destek Eğitim Dayanışma Spor Kulübü Derneği (BOED-DER SK), Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Umut Özel Eğitim Okulları, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Bartın Belediye Başkan Yardımcısı Necmi Balık, İŞKUR İl Müdürü Adnan Arslan, Bartın Şehit Aileleri ve Gaziler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Ekrem Altunok, engelliler ve vatandaşlar katıldı. Yürüyüş Cumhuriyet Meydanında sona ererken Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi ve BOED-DER SK, meydandaki Atatürk Anıtına çelenk sundu.

Akalın: “Sorunlarımıza çözüm bulunmasını istiyoruz”

Türkiye Sakatlar Derneği Bartın Şubesi Başkan Yardımcısı meydanda yaptığı basın açıklamasında engellilerin ülkemizde yaşadığı sorunlara temas etti. Akalın şöyle konuştu:

“Ülkemiz zorlu bir dönemden geçiyor. Engelliler bir yandan yeni haklar ya da olanaklar kazanırken diğer yandan da yeni sorunlarla veya uygulamada karşılaşılan sorunlarla yüz yüze bırakılıyor. Engelliler Haftası başlarken engellilerin içinde bulunduğu sorunları kamuoyu ile paylaşmak ve yetkililerden çözüm bulmalarını isliyoruz.  2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Yasa’ya göre kamuya açık alan, bina ve ulaşım araçlarının başta engelliler olmak üzere herkes için erişilebilir olmasının sağlanması gerekiyordu. Konulan sürelere uyulmadı, defalarca süre ertelemesi yapıldı. Ve artık yasanın gereklerini yerine getirilmesi neredeyse unutuldu.

“Engelliler istihdam konusunda unutuldu”

Çeşitli defalar ilan edilen istihdam seferberliklerine rağmen engellilerin hem özel sektörde hem de kamuda en azından yasa ile konulmuş kotalar oranında istihdam edilmesi gerekiyordu, engelliler istihdam konusunda da unutuldu. Yükümlülüklerini yerine getirmeyenler hakkında cezai işlem yapılmadı. Oysa SGK verileri üzerinden bile bunun kontrolünü yapmak mümkündü. İstihdam edilen engelliler de ne yazık ki yine raporlarına ve bilgi-becerilerine göre çalıştırılmadı, işyerlerinde ayrımcılığa maruz kalmalarına zemin hazırlandı. Engellilerin haklarından yararlanmaları için gerekli olan sağlık kurulu raporlarına ilişkin yapılan mevzuat değişiklikleri her seferinde daha fazla engellinin eğitim, istihdam başta olmak üzere haklarından mahrum olmasına neden oldu. Kanun Hükmün Kararname ile taşeron işçilerinin kadroya geçirilmesinde engellilerin zorunlu emekliliğe sevk edilmesi, zaten geçinme güçlüğü içinde olan engellileri çok düşük emekli ücretlerine mahkûm etti.

“Evde bakım yardımı mevzuatı değiştirilmedi”

Defalarca uyarmamıza rağmen evde bakım yardımı mevzuatı değiştirilmedi, toplam gelir üzerinden yapılan hesaplarla binlerce aile evde bakmakta oldukları engelli bireylerine yardım alamaz oldu. Başkalarının yardımına muhtaç duruma düşürüldü. Sürekli değiştirilen sağlık uygulama tebliğleri ile engellilerin kullanmak zorunda olduğu ortez, protez ve yardımcı araçlar, tedavileri için gerekli ilaçlar ya kapsam dışı bırakıldı ya da Kurum tarafından karşılanan tutarları indirildi. Çoğunluğu açlık düzeyinde bile gelir sahibi olmayan engelliler günlük yaşamlarını ve tedavilerini sürdürecek desteği alamaz hale geldi. Sizlere birkaç örnek verelim. Kullanım süresi 5 yıl olan bir tekerlekli sandalyenin piyasa fiyatı 3 bin TL’dir. SGK’nın karşıladığı tutar ise 500 TL’dir. Kullanım süresi 10 yıl olan bir akülü tekerlekli sandalyenin piyasa fiyatı 10 bin TL iken SGK bunun yalnızca 2500 TL’sini karşılamaktadır. Çocuk felci geçirenler başta olmak üzere engellilerin kullandığı ve piyasa değeri en düşük 5 bin TL olan yürüme cihazı için en çok bin 200 TL verilmektedir. Doktor raporuna göre farklı yapılardaki işitme cihazlarının en düşük fiyatı bin TL’den başlamaktadır. SGK bu cihazlar için en fazla 500 TL ödemektedir. Epilepsi, kas hastalarının kullandığı birçok ilaçtan fark bedeli alınmakta,  birçoğu da SGK tarafından hiç karşılanmamaktadır. Eğer bu sandalye veya cihazları alan engelli çalışıyorsa ödeyeceği farkın yanı sıra ayrıca yüzde 20, emekli ise yüzde 10 SGK kesintisi yapılmaktadır. Toplu ulaşım araçlarını kullanma olanağı olamadığı için engelliler özel  araç almak zorunda kalabilmektedir. Ancak burada da getirilen kısıtlamalar, birçok engelliyi zor durumda bırakmaktadır. Motor hacmi, KDV vb. sorunlar çözülmek yerine daha zorlaştırılarak engellilere bu yol da kapatılmaktadır.

“Sorunlarımızın sadece küçük bir örneği”

Bütün bu sıraladıklarımız yaşanmakta olan sorunlarımızın sadece küçük bir örneğidir. Son dönemlerde basından da duyduklarımız çoğu yerde sağlık kurulu raporları üzerinde oyunlar oynandığını, kimilerinin yüksek paralar karşılığında engelli olmayanlara raporlar temin edildiğini ve bu yolla emekli bile olanların bulunduğunu duydukça en çok bizler kahroluyoruz. Bu rüşvetçiler, fırsatçılar yüzünden mağdur olan yine biz engelliler oluyoruz. Toplumun, hükümetin, yerel yönetimlerin bizleri eşit vatandaşlar olarak görmelerini ve her kes kadar haklarımı/dan eşit biçimde yararlanmaktan başka talebimiz yoktur. Sadece TBMM’dc onaylanarak yürürlüğe girmiş olan Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesindeki basit kurullara, örneğin evrensel tasarı ilkesine uyulsa önümüzdeki engellerin bir bölümün kalkacağı görülecektir. Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün kurallarına uygun sağlık raporları verilse, birçok engelli haklarından yararlanabilecektir. Bu düşüncelerle, Engelliler Haftası’nda tüm topluma engellerin kaldırılması için duyarlı olmaları çağrısında bulunuyoruz.”

Şengün: “Engellilerimiz hala hakları olan noktaya getirilemedi”

BOED-DER SK Başkanı Berna Şengün ise konuşmasında şunları kaydetti:

“10-16 Mayıs Engelliler Haftası ülkemizde engelli bireyler ve ailelerin sorunlarının ve uzun yıllardan beri sürmekte olan hak mücadelesinin görünür kılınması ,engelli bireylerin yaşamın her alanında verdikleri mücadelenin fark edilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Engelliler günü kutlanacak bir gün olmamakla beraber toplumsal farkındalık ve engellilerin sesini duyurabilmesi için son derece öne arz etmektedir. Engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek toplumsal hayatta diğer bireylerle eşit koşullarda tam etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapıldığı 5378 sayılı yasa 2005 yılında yürürlüğe girmiştir. Engellilerimiz bir yandan yeni haklar ve olanaklar kazanırken bir yandan da uygulamada ki eksiklikler ve sorunlar nedeni ile Eğitim, Sağlık, İstihdam, Bakım Hizmetleri başta olmak üzere pek çok alanda mağduriyetleri devam etmektedir. Yasa çıkalı 14 yıl olmasına rağmen ülke nüfusunun yüzde 12 sini oluşturan engellilerimiz hala hakları olan noktaya getirilememiştir.

“Engelli bireylere insan onuruna yakışır bir yaşam”

Engelli bireylerin dezavantajlı durumda olmalarının sebeplerinden bazıları da kamuya açık alan, bina ve ulaşım araçlarının başta engelliler için uygun olmayışı, erişilebilir olmaması, engellilerin toplumsal hayata katılımını güçleştirmektedir. Evde bakım yardımı mevzuatı gereği toplam gelir üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde binlerce aile evde bakmakta oldukları engelli bireyler için yardım alamamakta ve başkalarına muhtaç olmaktadır. Gelir durumuna bakılmaksızın verilecek olan bakım maaşları ailelere de nispeten nefes aldıracaktır. Nüfusa oranla engelli sayısının oldukça fazla olduğu ilimiz de de özel eğitim okullarının kapasitelerinin yetersiz oluşu, kaynaştırma eğitiminde gerekli altyapının oluşturulamayışı, özel eğitim veren alt sınıfların ihtiyaca cevap verecek sayıda olmayışı ,özel gereksinimli çocuklarımız ve biz ailelerini mağdur etmektedir. Yerel de alınacak önlemlerle eğitim alanındaki eksikliklerin azaltılabileceği ortadadır. Engelleri hep birlikte aşmak adına engelli bireylerin toplumsal hayata katılımında toplumu oluşturan bireylerin ve kurumların sorumluluklarını göz ardı etmemeleri gerekmektedir. Engelleri aşmanın tek yolu toplumsal eşitlik konusunda duyarlı olunması ve engelli bireylere insan onuruna yakışır bir yaşam sunulmasıdır.”