'Çocukların üstün yararı ve gizliliği hukukun temel gereğidir'
Bartın Barosu, çocuk adalet sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak, çocukların üstün yararının korunması ve gizliliğinin sağlanmasının hukuk sisteminin temel bir ilkesi olduğunu vurguladı. Baro, suça sürüklenen çocuklar ile mağdur çocukların adalet sistemi içerisinde bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirtti.
Bartın Barosu tarafından yapılan açıklamada, çocukların kimliklerinin teşhir edilmesi ve medya aracılığıyla sosyal linç kampanyalarına maruz bırakılmasının hukuka aykırı olduğu ifade edildi. Suçun niteliği ne olursa olsun, çocukların adil yargılanma hakkı, suçsuz sayılma hakkı ve özel hayatın gizliliği ilkelerinin ihlal edilmemesi gerektiği dile getirildi.
Bartın Barosu, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve ulusal mevzuat, özellikle Çocuk Koruma Kanunu’nun, çocukların kimliklerinin her koşulda gizli tutulmasını ve üstün yararlarının gözetilmesini zorunlu kıldığını belirtti.
Açıklamada ayrıca, son dönemde kamuoyunda suça sürüklenen çocukların yetişkinlerle aynı şekilde yargılanmasına yönelik taleplerin arttığına dikkat çekildi. Bu taleplerin sadece suça sürüklenen çocukları değil, toplumdaki tüm çocukları olumsuz etkileme riski taşıdığı vurgulandı. Çocukların, suç isnadında bulunulsa bile, suça sürüklenen olarak anılmasının bilinçli bir ilerleme olduğunu belirten Bartın Barosu, Çocuk Ceza Adaletinde usulün ayrılmasının önemine de değindi.
Bartın Barosu, çocuk haklarının zedelenmesine yönelik her girişimin, çocukların haklarını ciddi şekilde tehlikeye atacağına dikkat çekerek, çocukların psikolojik gelişim süreçlerini göz önünde bulundurarak, yetişkinlerle aynı hukuki çerçevede değerlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Baro, çocukların uluslararası ve ulusal mevzuatlar gereği temel haklarının korunması gerektiğini, mahremiyetlerinin gözetilmesi gerektiğini ve her koşulda çocuğun üstün yararını savunmaya devam edeceklerini belirterek ayrıca, çocukların topluma kazandırılması için önleyici mekanizmaların ve bütüncül koruma politikalarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
“Hukuka aykırıdır”
Bartın Barosu tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi, “Çocuk adalet sistemi, uluslararası sözleşmeler ve hukuk ilkeleri çerçevesinde, çocukların korunması ve adaletin sağlanması amacıyla geliştirilmiştir. Suça sürüklenen çocuklar ile mağdur çocuklar, çocuk adalet sistemi içerisinde bütüncül bir yaklaşımla ele alınmak zorundadır.
Çocukların, suç isnadı nedeniyle toplum nezdinde teşhir edilmesi, bireysel kimliklerinin ifşa edilmesi ve medya aracılığıyla sosyal linç kampanyalarına maruz bırakılması açıkça hukuka aykırıdır. Suçun niteliği ne olursa olsun, çocukların adil yargılanma hakkı, suçsuz sayılma hakkı ve özel hayatın gizliliği ilkeleri ihlal edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve ulusal mevzuat, Çocuk Koruma Kanunu, çocukların kimliklerinin her koşulda gizli tutulmasını ve üstün yararlarının gözetilmesini zorunlu kılmaktadır.
Zira, çocuklar arasında ayrım yapılmaksızın, her çocuğun korunması temel bir yükümlülüktür. Çocukların kimliklerinin ifşa edilmesi, çocukların ikinci kez mağdur edilmesine de sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, Mağdur ve Suça sürüklenen çocuk ayrımı yapılmaksızın yargılama aşamasına dahil olan her çocuğun gizliliğinin gözetilmesi gerekmektedir.
“Çocukların haklarını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır”
Son dönemde kamuoyunda, suça sürüklenen çocukların yetişkinler gibi yargılanmasına yönelik taleplerin arttığını görmekteyiz. Bu tür talepler, sadece suça sürüklenen çocukları değil, toplumdaki tüm çocukları olumsuz etkileme riski taşımaktadır. Kendisine bir suç isnadında bulunulan çocuklardan "suça sürüklenen çocuk" olarak bahsedilmesi, bilinçli bir ilerlemenin sonucudur. Bir suç isnadi sebebiyle soruşturulan ya da yargılanan suça sürüklenen çocuklar hakkında yürütülen klasik ceza usulünün olumsuz etkilerinden kaçınmak için, Çocuk Ceza Adaletinde usulün ayrılması anlamına gelen diversiyon, onarıcı adaletin bir parçasıdır. Unutulmamalıdır ki, çocuk haklarının zedelenmesine yönelik her girişim, çocukların haklarını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. Hem Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gereği hem de çocukların psikolojik yapıları; gelişim döneminde olmaları dikkate alındığında yetişkinlerle aynı hukuki çerçevede değerlendirilmesi kabul edilemez.
“Mahremiyetleri gözetilmelidir”
Çocukların her koşulda uluslararası ve ulusal mevzuatlar gereği temel hakları korunmalı; mahremiyetleri gözetilmelidir. Bu bağlamda, Çocuk adalet sisteminin temel ilkesi olan ve Anayasanın 41. maddesinde de yer alan "çocuğun üstün yararı" gözetilerek; çocukların korunmasına yönelik önleyici mekanizmaların geliştirilmesi, çocukların topluma yeniden kazandırılmasına yönelik bütüncül çocuk koruma politikaların oluşturulması, suça sürüklenen çocuklar için yapılacak müdahalenin çocuğun topluma kazandırılması ve onarımı esasları ile güçlendirilmiş hukuki düzenlemeler ve uygulamalar çerçevesinde yapılması; ilgili kamu makamlarının sorumluluğu üstlenmesi ve bu sorumluluğu yerine getirirken her türlü ayrımdan uzak durması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, her koşulda çocuğun üstün yararını gözetmeye ve çocuk haklarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz.”
Haber: Erkan Hızoğlu