CHP'li Belediye Başkanları Ankara'da toplandı
Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya başta olmak üzere CHP'li Belediye Başkanları Ankara'da toplandı. Toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'Millet bize 31 Mart'ta bembeyaz sayfalar açtı. Eskisinden memnundu, yenisini açtı. Kimimize ilk sefer açtı. Bizim belediyelerimiz bembeyaz kağıt gibi. Ama AK Parti'nin belediyeciliği kir kaldırıyor, koyu, gri bir kağıt gibi. Bütün renkler kirlenirken, birinciliği beyaza verirler. AK Parti buna güveniyor. Bizim bu konudaki özenimizi, dikkatimizi en üst düzeyde tutmamız lazım. Bugüne kadarki gibi en üst düzey dikkatle devam etmemiz gerekiyor. Çünkü sizler Türkiye ittifakının belediye başkalarısınız. Her görüşten seçmenden oy aldınız. Herkese ayrımsız hizmet veriyorsunuz. Ama iktidar bu salona kayyumla saldırmaya çalışıyor. Belediyelerin gelirlerini keserek saldırmaya çalışıyor. Mallarına haciz getirerek saldırmaya. Kumpasla, iftira ile saldırmaya çalışıyor. Bir topyekun saldırı başlattıklarına göre milletin temsilcilerinin yanıtı da topyekun olmalıdır, topyekun olacaktır. Bugün olduğu gibi buna karşı topyekun mücadele verilecektir. Önemli olan bu iftiralardan yılmamak, bunların yaptığı iftiralara aldırmamak ve bunlara karşı büyük bir dirençle ayakta durmak, dosta güven, olmayana kaygı vermek' ifadelerini kullandı. Toplantı sonrasında değerlendirmede bulunan Bartın Belediye Başkanı Yalçınkaya, 'Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları olarak halkımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz' dedi.
Yalçınkaya: “Halkımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz”
Erkan Hızoğlu
CHP'li Belediye Başkanları, geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da toplandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezinde gerçekleştirilen “Halkın Belediyesi Halkın İradesi Belediye Başkanları Toplantısı”na Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza Yalçınkaya başta olmak üzere CHP’li tüm Belediye Başkanları katıldı.
“Sizler umudu yükselten 31 Mart gecesinin mimarlarısınız”
Toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, belediyelerdeki kayyum atamalarına tepki gösterirken belediyelere yönelik iftirayla, kayyum atamalarıyla, gelirleri kesilmesiyle yürütülen bir saldırı olduğunu söyledi.
Belediye başkanlarının performansını ölçtürdüklerini belirten Özel, daha sonra 31 Mart Yerel Seçimleri’ne göre belediye başkanlarının yüzde 8,5'lik bir oy artışı yaşadığını ifade ederken CHP’nin seçim günü oy ortalamasının yüzde 38 olduğunu da söyleyerek şu anda ortalamanın yüzde 46’ya çıktığını belirterek şöyle konuştu:
“31 Mart’ta 14’ü büyükşehir, 21’i il belediyesi olmak üzere 414 belediyeyi milletimiz bize emanet etti. Bugün de 414 yol arkadaşımla birlikte burada bu salondayız. Siz, yerelde iktidar olarak geneldeki iktidarın değişeceğine dair umudu yükselten, yüzleri güldüren ve bu ülkenin bilhassa gençlerinin bir seçim daha beklemeye karar verdikleri o gecenin mimarlarısınız. Bundan 7 ay önce, 20 Nisan’da yine bu salondaydık, bu kürsüdeydik. Yerel yönetimler çalıştayımızda bir araya gelmiştik. 600 kişilik bu salonun neredeyse tamamının seçilmiş belediye başkanları tarafından doldurulmasından duyduğumuz memnuniyeti ve o tarihi gururu hep birlikte yaşamıştık. O gün demiştim ki ‘Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Cumhuriyet’in tarihini yeniden yazma, bir kez daha ilk yüzyılda olduğu gibi ikinci yüzyılda da tarihi yeniden yazma fırsatı elimizdedir.’ Bu fırsat, halkımız için değerlendirilen halkçı belediyecilik anlayışı ile 8 aydır onlara hizmet eden siz değerli belediye başkanlarımız tarafından bugüne kadar çok iyi anlaşılmış, çok iyi uygulanmış, dostumuza güven ve dost olmayanımıza da kaygı vermiş durumdadır. Her birinizle ayrı ayrı gurur duyuyoruz, emeklerinize sağlık.
“Performansları ölçüyoruz”
O gün seçmenin bize verdiğinin bir tüketici kredisi olmadığını, önceden yaptıklarımızı kapatmak, borçlandıklarımızı kapatmak ya da tüketmek üzerine aldığımız bir kredi olmadığını, bunun bir yatırımcı kredisi olduğunu, seçmenin bu ülkenin yarınlarına ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına yatırım yaptığını, bizi gözleyeceğini ve günü geldiğinde tüm yatırımcı kredilerini verenler gibi karşıda işler iyi gidiyorsa o krediyi artıracağını, uzatacağını, yenileyeceğini, aksi takdirde o krediyi geri çağırabileceğini, bunun için her birimizin çok dikkatli olması gerektiğini söylemiştik. Tabii bunu her bir vatandaşımız ve onlara hizmet eden her biriniz, yerelde, memleketinizde işlerin nasıl gittiğini hissediyorsunuz ve karşılıklı bu duygu aslında en doğru ölçüm. Ama biz o günlerden söylediğimiz gibi 2024 yılının sonuna doğru gelirken, ilk altı - yedi aylık performansları ölçtürmek üzere aynı aday gösterme döneminde olduğu gibi objektif kriterlerle, belli şartları sağlayabilen tüm firmalarla, hangi firmanın hangi belediyeyi ölçeceğini firmanın bile ölçüm anında öğrendiği, öncesinde söylediğimizde dalga geçilen ama başarı geldikten sonra o geçilen dalgalarla ilgili dönüp de kimsenin üzerinde durmadığı, hem dijital dinleme hem de yapay zeka denetimiyle yapılan ölçümlerle seçim döneminde çok isabetli sonuçlar kaydettiğimizi, hem aday belirlemede hem de adayların sahada takibinde, adaylara destek veren yönlendirici analizlerde, ne kadar doğru işler yaptığımızı seçimden altı gün önce çıktığım televizyon programında ifade ettiğim illerin tamamını seçim gecesi burada gururla ifade etmemle hep birlikte yaşamıştık. Şimdi aynı yöntemle, aynı hassasiyetle, aynı ciddiyetle, aynı gizlilikle bu sefer sahada adaylarımızı değil belediye başkanlarımızın ve ekiplerinin performansını ölçüyoruz.
“Bugün seçim olsa ‘CHP’ye oy veririm’ diyenler yüzde 46”
Aralık ayının sonuna doğru hem başkanlarımızın kendilerine, hem genel merkezimize üzerinde konuşacağımız, üzerinde tartışacağımız, daha da geliştireceğimiz, eksikliklerimizi gidereceğimiz, iyi yaptığımız işleri de ortaklaştıracağımız bir süreci müzakere edeceğiz. Halen daha büyükşehirlerimiz, 21 il belediyemiz, yüksek nüfuslu çoğu ilçemiz tamamlandı. 50 bin nüfusun üzerindeki ilçelerimizde ölçümler devam ediyor, takip ediyorsunuz. Ama şunu söylemek isterim. O süreçlerden aralık ayının sonunu beklemeden bana ifade edilen şudur: Şu ana kadar ölçülen belediye başkanlarımızdan memnuniyet oranın ortalamadaki artışı, seçim gününe göre yüzde 8,5’tur. Hepinizi yürekten tebrik ediyorum. Tekrar ifade edeyim. Seçim günü ortalamamız yüzde 38’di Türkiye’de, şu anda ortalamamamız yüzde 46’ya gelmiş durumdadır. 8 puanlık artışla yüzde 46’lık, ‘Bugün seçim olsa bu belediye başkanına oy veririm’ diyenlerin toplamı, bizim açımızdan yüzde 46’ya ulaşmış durumdadır. Yani o gün elde ettiğimiz büyük başarı, adına ‘zafer’ demediğimiz, kendimizi aksine ‘Geçmişten bugüne geldik de zafere ulaştık’ değil gelecekteki büyük başarılar için kendimize sorumluluk yüklediğimiz o gecenin gerisinde değil çok ilerisinde olduğumuzu, ayrıca sorulan sorularla biraz önce belediye başkanlarımız da ifade etti, gelen her ankette parti birinci çıkıyor. Sizlerin illerinizde, ilçelerinizde partiyi de yukarıya çektiğiniz, partinin bu birinci parti olmasında ve her geçen gün bu konunun biraz daha pekişmesinde emeklerinizin ne kadar yüksek olduğunu rakamlar da gösteriyor.
“Topraklarımızın yüzde 91’ini CHP’li belediyeler yönetiyor”
Seçim gecesi, 2019’da Cumhur İttifakı’ndan devraldığımız İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya belediye başkanlarımıza; daha önceden de bizde olup AK Parti’den bu belediyeleri devralmamıza da geçmişte vesile olmuş iyi, halkçı belediyecilik uygulamalarını sürdüren ve sürekli kazanan İzmir, Muğla, Tekirdağ, Aydın ve Eskişehir’e; ‘Artık ben de israf istemiyorum, hizmet istiyorum’ diyen ve AK Parti’nin, MHP’nin belediyeciliği yerine halkçı belediyeciliği tercih edenlere önerdiğimiz ve hemşerileri tarafından bağırlarına basılan Manisa, Denizli, Balıkesir ve Bursa belediye başkanlarımıza otobüsün üstünden teşekkür etmiştim. O gün herkesin adını anamamıştım, bugün de anamam ama deprem bölgesinden, Adıyaman’ı, Kastamonu’yu, Kırıkkale’yi, her birisini ayrı ayrı seçim gecesi sevindiğimiz, kimine şaşırdığımız ama bütün Türkiye’yi şaşkına çeviren Kilis’i, adını anamayacağım 400’ün üzerindeki belediye başkanımızı her biriniz adına bir kez daha kutluyorum. Her birinizle gurur duyuyorum. Şimdi yenisiyle, eskisiyle Türkiye nüfusunun yüzde 65’ini, Türkiye ekonomisinin yüzde 78’ini, Türkiye’de turistin gelip ayak bastığı toprakların yüzde 91’ini Cumhuriyet Halk Partili belediyeler yönetiyor. Bu yaptığımız ölçümler, yani ‘Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden memnuniyet nedir, rakip belediyelerin durumu nedir?’ ve memnuniyetteki parti ile seçmen kırılımları… Yani 2019’da iki seçimde de İstanbul’da AK Parti’ye oy verip, bu seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy veren kadın seçmenin durumuna baktığımızda ya da geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi’ne hiç oy vermemiş Ankara’daki kendisini milliyetçi ve muhafazakar olarak nitelendiren seçmenin oy davranış değişiminde ya da Türkiye’de ilk kez yedi bölgede birden belediyesi olan il belediyesi olan, büyükşehir olsun, il olsun, tek parti olduğumuzun gerçeğiyle. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Ege’de il belediyesi yoktur. Çünkü kusura bakmasınlar, hepsini sizler kazandınız.
“Yürekten teşekkür ediyorum”
İşte o yüzden, ‘Ne oldu da bunlar bu hale geldi?’ derseniz, ilk altı ayın belediye anket sonuçlarını gördüler. Bunun üzerine iki şeye kalkıştılar. Bir tanesini yapıyorlardı, artırdılar, hep birlikte hissettik. Cumhuriyet Halk Partisi’ni ‘kendi içindeki sorunları ile boğuşan, her an kurultay tartışmaları yaşayan, kurultaylarında kavgalar yaşayan, tartışmaların bitmediği, birbirleri ile uğraşan’ bir parti gibi göstermek… Buna gerçekten emek verdiler, troll verdiler, bütçe ayırdılar. Bazı içimizdeki bu konudaki bir - iki çatlak sesi büyüttüler, köpürttüler. Bu konuda haklarını teslim etmek lazım, 81 il başkanı tüzük kurultayına gelirken dediler ki ‘Bir yıl önce bize tüzük için verilen bütün sözler tutuldu. Lamı, cimi yok. Örgüte verilen bütün sözler tutuldu. Sokakta kavga yok. Sokakta olmayan kavgayı bu salona taşımayız, taşıtmayız.’ 81 il başkanı, bir yıl önce yaşanan Cumhuriyet tarihinin tek genel başkanın seçimle değiştiği, otomatikman da bir travma üretmesi çok beklenen o süreçten, üzerinden daha 10 ay geçmişken, hep birlikte durdular, hep birlikte sahiplendiler, salona hep birlikte birliktelik mesajı verdiler ve biz partiyi nasıl yöneteceğimize büyük bir mutabakatla karar verdik. Neredeyse oybirliğiyle. Ardından birkaç başka sözü de yayınladıkları bir deklarasyonla ‘Sokakta Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidara yürüyüşünün ayak sesleri var. Sokakta işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, gelecekten endişe, hayat pahalılığı, yaklaşan kışın tedirginliği konuşuluyor. Bunlara CHP’nin çare olabileceği konuşuluyor. Bunun dışında bir şeyi konuşmayı doğru bulmuyoruz’ diyerek, sarayın o oyununu boşa çıkardılar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiç yaşamaması gereken ve gerçekte de yaşamadığı ama sosyal medyada köpürtülen tartışmalara noktayı koydular. Buradan onlarla her toplantımda sizi onlara emanet edip, ‘Belediye başkanlarımıza sahip çıkın’ dediğim ve benim sözümü yerde bırakmayanlara, örgütümüzün birliğine, partimizin dirliğine yaptıkları bu katkı için bu salondan yürekten teşekkür ediyorum.
“En borçlu belediyelerin onlar olduğunu benden iyi biliyor”
Tabii seçim gecesi 22 yıl sonra ilk defa yenilen Erdoğan balkona çıkıp dedi ki, ‘Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz.’ Birebir aynı ifadeyi 2019’da da kullanmıştı. Bu sefer milletle dikleşmeden üç ay durabildi. İlk aylarda hatta ilk günlerde Meclis’e kendi grubuna bir talimat verdi, o talimat Türkiye Belediyeler Birliği, Tarihi Kentler Belediyeler Birliği, Marmara Belediyeler Birliği seçimlerinde, bütün belediye birliklerinin seçimlerinde belde belediyeleri de oy kullanabilsin. Doğu’daki, İç Anadolu’daki yoğun olarak onda olan belde belediyelerinden istifade etmek suretiyle bu yapıların başkanlıklarını bize vermemeyi göze alıyorlardı. Ama o günlerde hem Cumhuriyet Halk Partisi’nin takındığı tutum, hem milletimizin bize göstermiş olduğu güven ve o konuda kendilerine yaptığımız net ve sert uyarılar buna yeltenmemelerini sağladı. Ama üç ay dayanabildiler ve üç ay sonra çok yönlü bir saldırıyı başlattılar. İlk önce Temmuz ayı yaklaşırken SGK ve vergi borçları açısından belediyelerin tüzel kişiliklerine, geçmişten birikmiş, bunu hepimiz biliyoruz ki her seçim döneminde af çıktığı için ve bu af çıktığında borcu olmayan belediyeler yani SGK ve vergi borcunu ödemiş olan belediyeler, diğerleri tarafından ‘Ya bizim gibi ödemeseydin, bak o faizi oraya vereceğine millete hizmet ederdin’ öğrenilmişliği ile çok sayıda belediyede ama bilhassa AK Partili belediyelerin tamamında SGK ve vergi borçları dağ gibi bekliyordu. Diğer yandan Cumhuriyet Halk Partili belediyeler ise çoğunda Meclis çoğunluğu olmadığı için, borçlanma yetkisini de meclis çoğunlukları vermediği için, millete hizmet edebilmek için bankadan borç dahi alamadıkları için vergiyi ödemek, SGK’yı ödemek yerine, onu ileriye bırakarak acil hizmetleri görmeyi tercih ettiler. Eğri oturup doğru konuşalım. Bunun böyle olduğunu benden daha iyi Tayyip Bey biliyor. Benden daha iyi Sayın Erdoğan biliyor. En borçlu belediyelerin AK Partili belediyeler olduğunu, Cumhuriyet Halk Partisi’nde bulunan üç büyük şehirlerin de borç stokunun büyük kısmının AK Parti döneminden geldiğini hepimiz biliyoruz zaten. Tuttu, bunu yaparak belediyelerin özellikle AK Parti döneminde borçlar birikmiş, yani yemeği AK Parti yemiş, hesabı faiziyle CHP’den bir kerede alacak. Bu talimatı verdi. Gerçekten zorlandık, gerçekten kapalı oturumda ifade edilen rakamlar, yapılandırılsaydı, faizleri kaldırılsaydı, eşit taksitlere bölünseydi inanılmaz hizmetlere dönüşecekti. Bugün yapılanların fevkinde hizmetler yapılacaktı. Ama mazeret bilip de hizmetleri durdurmadık. Arkadaşlar güçlü mali disiplinleriyle bu işleri aştılar.
“Bu yaptığınız döner yine sizi vurur”
Şimdi geldi belediye iştiraklerine… Kanunen yapamaz, kanun çıkarması lazım. Meclis’e getirdi geri püskürttük, Cumhurbaşkanlığı kararıyla. Adı gibi biliyor, adım gibi biliyorum Anayasa Mahkemesi bozar kanun yapsa, kanun yapmıyor Cumhurbaşkanı kararnamesi de yapmıyor, karar yapıyor ki Danıştay‘dan olduğunda bozdurmayalım diye. Böyle uyanıklıklarla bu sefer de belediye şirketlerine yöneliyor. Temel amaç belediye şirketleri çalışana maaş ödeyemesin, çöp aksasın, birtakım hizmetler aksasın. Biraz önce övündüğümüz sosyal yardımlar aksasın. Sanıyor ki bu olunca CHP milletin gönlünde edindiği yerden düşecek. Sayın Erdoğan, açık söylüyorum. Bunu yaptığında milletin gönlünden biz düşmeyiz. Biz geçmişte de nasıl bu işlere kalkıştığınızda kocaman afişler, kocaman bilboardlar, bütün belediye otobüslerinden tam sizi şikayet edecekken son gece korkup da geri çektiğiniz uygulamaları hatırlatırım. Vallahi bu yaptığınızı Türkiye’de duymayan bir kişi bile kalmayana kadar milletimize en güçlü şekilde biz anlatırız. Ve sizin bu yaptığınız, döner yine sizi vurur. Cumhuriyet Halk Partisi hizmet aksarsa, aksatanın siz olduğunu anlatacak kabiliyette. Okuduğunu anlayan, duyduğunu anlayan, bunu çok iyi anlatabilen bir örgüte, üyelere ve seçmen yapısına sahiptir. Türk milleti de bir iş aksıyorsa o işi gerçek aksatanın kim olduğunu görürse onu gönlünden düşürür. Siz 31 Mart‘ta milletin gönlünden düştünüz. Milletin gönlünü yeniden kazanmanın yolu; çelme çakmak, çirkef atmak, tekere çomak sokmak olamaz. Millet bu hareketlerle sizi tekrar gönlüne koymaz. Ama bu hareketler yerine hizmette yarışmak, mesela kreş mi yapıyorlar, ‘Biz niye duruyoruz, bütün mahallelere kreş yapalım’ deseniz. Yurt mu yapıyorlar, ‘Bütün öğrencilere yurt yapalım’ deseniz. Veya sosyal yardım mı, ‘En alasını yapalım’ deseniz. Asgari ücret 30 bin diyorlar, ‘35 bin, 40 bin yapalım, sosyal yardıma muhtaç bırakmayalım’ deseniz. Aile sigortası gibi yoksullara sahip çıkacak işlerin peşinde koşsanız, o zaman milletin gönlüne girmek mümkün olur. Bu durumda bizim arkamızdan çelme çakarak, çirkef yaparak ve dönen tekere çomak sokarak yaptığımızda biz milletinden gönlünden düşmeyiz siz bu sefer gözünden de düşersiniz. Gönülden düşenin gönüle girme ihtimali vardır. Ama bu millet gözünden düşene bir daha dönüp bakmaz. Bunları yapın, kötülüğü yapın, milletin gözünden düşün. Bir daha da millet size dönüp bakmasın. Ben bu yaptıklarınızın hepsinin arkasındayım, yapın Tayyip Bey.
“Kreş sayımızı en kısa zamanda bin yapacağız”
Bir tane kreş açmamışlar, 653 kreş açtık. Yazı yollamışlar, ‘Kapatın’ diye. Millete şikayet ettik. Kadınlar geldi, İstanbul’da isyan ettiler. Ekrem Başkan’ın karşısına geçmiş diyor ki, ‘Siz bu kreşi açtınız, ben 20 bin lira kreş parası bulamıyordum. Çocuğu kreşe verdim, işe gittim. Allah sizden razı olsun.’ İşte o kadın ile uğraşan bir akıl var. O akıl ‘Kreşleri kapatın’ dedi. O kadın onun ağzını kapatınca ‘Biz kreş demedik, ilkokul dedik’ dedi. Yazıya rağmen. ‘Zaten bu CHP kandırıyor. Kreş ve gündüz bakım evi diye bir şey olmaz’ dediler en son. Ben de öğrendim ki en son Cumhurbaşkanlığında, sarayda, külliyede kreş ve bakımevi varmış tabelası kocaman, önünde de Emine Hanım’ın resmi var. ‘Milli Eğitim Bakanlığı bu sefer aynı yazıyı Cumhurbaşkanlığına yollasın’ derken ‘İki nüsha yazsın’ dediler. Çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kreş ve çocuk bakım evi var, önünde de Murat Kurum’un fotoğrafı var. Bir tane de oraya yollasın. Ama Murat Kurum kreşe karşı değil ki. ‘Ben İstanbul’a belediye başkanı olursam her mahalleye bir kreş açacağım’ diye billboard asıyordu. Şimdi ‘Kreş olmaz, gündüz bakımevi olmaz, hiçbiri olmaz. Vatandaşı memnun etmeniz olmaz, baş edemiyoruz. Size de yaptırmayız’ bakış açısı var. Ama şunu söyleyelim. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler şu anda 653 olan kreş sayısını en kısa zamanda, birkaç ay içinde bine çıkaracaklar, milletimize müjdeler olsun. Biz buradan ülkenin üzerine kabus gibi çökmeye çalışan bu kötülük şebekesine karşı açıkça meydan okuyoruz.
“Hepinizle gurur duyuyoruz”
Meclis toplantılarını, ihalelerini canlı yayınlayan belediyelerimiz tertemizdir, kir tutmaz. Devletten temiz kağıdı alıp, milletin oyu ile seçilen belediye başkanlarımıza uydurduğunuz suçlamalar yapışmaz. Sizin döneminizde, sizin döneminize göre 4-5 kat artan sosyal yardımlarımız ilaç gibidir; milletin dertlerine derman olur. Kapatmak istediğiniz kreşleriniz ana kucağı gibidir, sarar sarmalar. Kent lokantalarımız Halil İbrahim sofrasıdır; paylaştıkça, bölüştükçe büyür. Anne Kartımız fedakar annelere rahat bir nefes aldırır; kaygıları, dertleri hafifletir. Tarikatların kucağına ittiğiniz gençler için açtığımız öğrenci yurtlarımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün baba ocaklarıdır, baba evidir; kapısından girene güven verir. Öğrencilerimize karşılıksız verdiğimiz burslar, yardımlar hızır gibidir; zor zamanda imdada yetişir. Yaşlılara verdiğimiz evde bakım hizmetleri hayırlı evlat gibidir; her gün gelir, düzenli gelir. Emekli evlerimiz güçten düşen yaşlılarımız için evladının evidir; kapıda elleri öpülür, sımsıcak bir sarılma ile buyur edilir, hep birlikte çaylar ve kahveler içilir. Çiftçiye, besiciye verdiğimiz destekler toprağa düşen bir tohum gibidir; yeşerir, büyür, serpilir ve mahsule dönüşür. Dalında kalan mahsulü üreticiden alıp, yoksula dağıtan belediyelerimizin yaptığı şey iyilikte yarışmaktır. Bizim sosyal belediyecilik anlayışımız coşkun bir ırmak gibidir; hem yatağına, hem çevresine hayat ve bereket taşır. Bunu milletimize taşıyanlar, yüreğinde sadece gurur taşır. Onlara atılan iftiralar vız gelir, tırıs gider. Hepinizle gurur duyuyoruz çok değerli belediye başkanlarımız.
“Kumpas ve iftiralarla saldırmaya çalışıyorlar”
Millet bize 31 Mart’ta bembeyaz sayfalar açtı. Eskisinden memnundu, yenisini açtı. Kimimize ilk sefer açtı. Bizim belediyelerimiz bembeyaz kağıt gibi. Ama AK Parti’nin belediyeciliği kir kaldırıyor, koyu, gri bir kağıt gibi. Bütün renkler kirlenirken, birinciliği beyaza verirler. AK Parti buna güveniyor. Bizim bu konudaki özenimizi, dikkatimizi en üst düzeyde tutmamız lazım. Bugüne kadarki gibi en üst düzey dikkatle devam etmemiz gerekiyor. Çünkü sizler Türkiye ittifakının belediye başkalarısınız. Her görüşten seçmenden oy aldınız. Herkese ayrımsız hizmet veriyorsunuz. Ama iktidar bu salona kayyumla saldırmaya çalışıyor. Belediyelerin gelirlerini keserek saldırmaya çalışıyor. Mallarına haciz getirerek saldırmaya. Kumpasla, iftira ile saldırmaya çalışıyor. Bir topyekun saldırı başlattıklarına göre milletin temsilcilerinin yanıtı da topyekun olmalıdır, topyekun olacaktır. Bugün olduğu gibi buna karşı topyekun mücadele verilecektir.
“Bir arada durduğumuzu göstereceğiz”
Önemli olan bu iftiralardan yılmamak, bunların yaptığı iftiralara aldırmamak ve bunlara karşı büyük bir dirençle ayakta durmak, dosta güven, olmayana kaygı vermek. Bugün bu yüzden burada toplandık hep beraber. Hem Ahmet Özer’e hem Mustafa Sarıgül’e sahip çıkmak için. Ya da Selçuk Belediyesi’ndeki örnek gibi yarın her birinize size özel saldırılara niyetlenenlere karşı hep bir arada durduğumuzu göstermek için. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatan toprağıdır.’ Madem ki vatan toprağının şimdilik yüzde 65’i size emanettir, o toprağı ve üzerinde yaşayanların haklarını vatanı savunurcasına savunmaya devam edeceğiz. Unutmayın ki bu kürsüden söylemiştik, tekrar ediyorum, 31 Mart‘ta çok önemli bir sınav oldu, devletle millet yarıştı, millet kazandı. Bu millet, devlet kurmuş millettir, kurdukları tüm devletlerle gurur duyuyoruz ve kurulmuş son devlettir, ilelebet yaşatmaya kararlıyız. Ama zaman zaman devleti yönetenler, bu onurlu göreve sahip olanlar, güçten zehirleniyorlar. Ve bazen devletin başına geçip millete buyruk veriyorlar Kenan Evren’in yaptığı gibi. Kenan Evren yaptı millet dinlemedi, Kenan Evren dediğini değil kendi bildiğini seçti. Zaman zaman 28 Şubat sürecinde bütün haksızlıklara rağmen ama bazen de devlet gücünü kullananlar o süreçte, gerçekten haksızlıklar yaptılar. O süreçte yapılanlardan anneanneler ve nineler zarar gördü. Orada millet, emri verenlere değil kapıdan ordu evinin kapısından sokulmayan ninelere sahip çıktı. 15 Temmuz günü devletin kılcal damarlarından ilerleyen Tayyip Bey’le farklı yollardan aynı menzile ilerleyenler vardıkları yerden bu milletin üstüne tank sürdüler, F16 ile meclisini bombaladılar. Millet onlara karşı da direndi ve kazandı. 31 Mart’a gittiğimizde bu kez aynı kibre Tayyip Bey kapıldı. Gazinin savaş meydanlarından bilgi geçsin diye kurduğu Anadolu Ajansını bir ittifakın ajansı yaptı.
“Türkiye ittifakı karşınıza dikilecek”
Hepimizin vergileriyle ayakta tuttuğu TRT televizyonunu AK Parti’nin televizyonu yaptılar. Devletin kaymakamının ilçe başkanı, valisini il başkanı kıldılar. Milletin karşısına geçip ‘Bunları seçeceksiniz’ dediler. Millet onların karşısına geçti, ‘Bunları seçeceğim’ dedi. Şimdi milletin tercihine ama kayyumla ama para keserek ama iftira ederek yine istikamet dayatmaya çalışıyorlar. Önümüzde bir kez daha buna hiç şüphe yok ki bir kez daha çok daha acımasızca, çok daha sert, çok daha gözü dönmüş bir şekilde, karşımıza devleti tüm kurumlarıyla dikecekler. Biz devlet çağırınca askere gidenleriz, biz devlet çağırınca vergisini verenleriz, biz bu devlet kurulsun diye dedeleri can verenleriz, biz bu devlet ayakta kalsın diye gerekirse can verecek olanlarız. Ama madem ki bu güçle devletin başına geçtiniz ve milletle inatlaşırsınız, milletin partisi halkın partisi, kurduğu ittifakı güçlendirerek Türkiye İttifakı ile bir kez daha karşınıza dikilecek ve sizi hiç şüpheniz olmasın ki bir kez daha ve son kez yenecektir.
“Gazi'nin partisi iktidara yürüyor”
Türkiye İttifakı, gücünün milletinden, renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Kırmızı beyaz renkleri ile bu ülkenin bütün renklerini kuşatır. Türkiye İttifakı ki 31 Mart’taki o zaferi, zafer değil sorumluluk görmüştür. Bunu omzunda sorumluluk görüp Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini ikinci yüzyılın ilk seçimlerinde iktidar yapmak üzere bir yürüyüşe başlamıştır. Biz, hep birlikte o yolda yürüyoruz. Cebinizdeki anahtar, belediyelerinizin değil Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin ikinci yüzyıldaki iktidarının anahtarıdır. Yürüyün arkadaşlar, arkanızda millet var, yürüyün arkadaşlar yanınızda millet var. Yürüyün arkadaşlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi, iktidara yürüyor. Hep birlikteyiz, dosta güven, olmayana kaygı olsun ki Gazi'nin partisi birdir, ayaktadır, iktidara yürümektedir. Hepinizle gurur duyuyorum, hepinizle gurur duyuyorum.”
“En iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz”
Toplantı sonrasında değerlendirmede bulunan Bartın Belediye Başkanı Yalçınkaya, “Ankara’da Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in başkanlığında düzenlenen Belediye Başkanları toplantısına katılım sağladık. Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanları olarak halkımıza en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.