ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI OBEZİTE!

Sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI OBEZİTE!

 

Muhammet Civan

Sağlık İl Müdürü ve Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Dursun Koç, vücuttaki kalp ve damar, solunum, hormonal, sindirim, iskelet gibi sistemleri olumsuz yönde etkileyen obezitenin, bazı kanser türlerine de davetiye çıkarttığını söyledi.

Obezite, çağın salgın hastalığı. Günümüzde düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarına hareketsizlik de eklenince çocuk, genç, yetişkin obez hasta sayısı tüm dünyada durdurulamayan bir hızla her geçen gün artıyor. Yetişkinlerde neredeyse 3 kişiden 1’inin, çocuklarda ise 10 kişiden 1’inin obez olduğu görülüyor. Sokakta oyun oynamayı unutan, bilgisayar ve televizyon başında geçirdikleri saatlerin artması ile enerji harcayacak aktivitelerden iyice uzaklaşan, üstüne bir de bol kalorili atıştırmalıkla beslenen çocuklar kolaylıkla obezite hastası olarak karşımıza çıkabiliyor. Sağlık İl Müdürü ve Halk Sağlığı Müdür Vekili Dr. Dursun Koç, sanılandan daha zararlı olan obezitenin neden olduğu hastalıkları ve sağlık sorunlarını anlattı. İşte o sorunlar!

“Obezite tüm dünyada önemli bir sağlık problemi olup endokrin (hormonal) metobolik ve davranışsal değişimlerle karakterize çok önemli bir hastalıktır. Rakamlara bakıldığında obezite oranlarının çok yüksek olduğu, yetişkinlerde neredeyse 3 kişiden 1’inin, çocuklarda ise 10 kişiden 1’inin obez olduğu görülmektedir. Obezite bireylerin sadece dış görünümünü etkilemekte değil en önemlisi ileride birçok kronik hastalık yaşamasına sebep olmasıdır. Sebep olduğu kronik hastalıkların başında Tip 2 Diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıkları başta gelmektedir. Bu yüzden obezite ile savaşmanın esas sebebi estetik amaçlı değil sağlık amaçlı olmalıdır. Nasıl ki hastalanınca iyileşmek için size yazılan ilaçları içmek zorundaysanız obeziteyle savaşmak için de keyfi davranmamalı, ileride kronik hastalıklara yakalanmamak için gerekenleri yapmalısınız.

OBEZLERDE TİP II DİYABETE YÜZDE 80 DAHA ÇOK RASTLANILIYOR

Vücuttaki kalp ve damar, solunum, hormonal, sindirim, iskelet gibi sistemleri olumsuz yönde etkileyen obezite, bazı kanser türlerine de davetiye çıkartır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla artış gösteren Tip II Diyabet, obezlerde yüzde 80 daha çok rastlanır. İnsülin direnci ve eksikliğiyle ortaya çıkan Tip II Diyabet’in görülme riski, bel,kalça oranı yüksek kişilerde ve abdominal yani organ etrafında fazla yağı olan kişilerde daha çok artar.

KANDAKİ İNSÜLİNİN AŞIRI DERECE ARTIYOR

Vücut ağırlığı ve yağ oranı yüksek olan obezlerdeki insülin direnci, kandaki insülinin aşırı derece artmasına neden olur. Bu durumda böbreklerden sodyumun geri emilimi artar. Aynı zamanda serbest radikallerle birlikte, hücre içindeki kalsiyum birikimini de artıran bu durum, obezlerdeki yüksek tansiyon, kalp hastalıklarını daha da artırır. Vücut ağırlığındaki 1 kilogramlık düşüş, tansiyonda da 1,2-1,6 gibi bir düşüşe neden olur.

KALP YETMEZLİĞİNE YAKALANMA RİSKLERİ DAHA YÜKSEK

Hem obez hem de yüksek tansiyonu olanların, kalp yetmezliğine yakalanma riskleri daha yüksektir. Bu nedenle yüksek tansiyonu olan obezlerin çok sıkı takip edilip, sodyumdan fakir, potasyumdan zengin, kalsiyum ve magnezyum içeriği dengeli bir beslenme tedavisi görmesi zorunludur.

 KALP HASTALIKLARI RİSKİNE DİKKAT!

Obezite ile yağ metabolizması arasında çift yönlü bir ilişki vardır. Obezlerde iyi kolesterol olarak bilinen HDL düşüş gösterirken, kötü kolesterol olarak bilinen LDL ve VLDL artar. HDL’nin düşüp, LDL ve VLDL’nin artması, kalp hastalıkları riskini ciddi oranda artırır.

EKLEM AĞRILARI OLDUKÇA SIK GÖRÜLÜYOR

Kilo ve yağ fazlalığına bağlı olarak obezlerde; kas, bel, kalça, diz ve eklem ağrıları oldukça sık görülür. Hareketsizlikten dolayı iskelet sistemleri hasar görür. Enerji harcamaları da az olan obezlerin, iskelet sistemi hastalıklarından korunmak için bir yandan zayıflarken, diğer yandan fiziksel aktivitelerini artırmaları gerekir.

UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUĞUNA NEDEN OLUYOR

Obezlerin sık yaşadığı sorunlarından birisi de uykudayken yaşadıkları solunum bozukluklarıdır. Bunlardan birisi olan uyku apnesinde kişi, nefesini 10 saniyeden fazla tutar. Uyku apnesi ertesi gün, yorgun uyanmaya, performans düşüklüğüne, baş ağrısına ve ses kısıklığına yol açar.

HORMONLARI DA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Obez kadınlarda vücut yağının fazla olması; adet bozukluklarına, dolayısıyla kısırlığa ve tüylenmede artışa neden olur.

KANSER RİSKİ DAHA ÇOK

Obez erkeklerde; kolon, rektum ve prostat kanseri riski daha fazladır. Obez kadınlarda ise; göğüs, serviks, rahim ve yumurtalık kanseri riski daha çoktur.

İŞTE TEDAVİ YÖNTEMLERİ!

Obezite birey için ‘özel’ hazırlanmış olan zayıflama diyetleri ile çözümlenebilir. İnsanlar kilo vermek için, farklı diyet arayışlarına girseler de genellikle bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Çünkü bireyin kendi ihtiyaçlarına ve isteklerine göre hazırlanmamış diyetlerde süreklilik sağlamak imkânsızdır. Bu yüzden diyetisyen kontrolünde kişiye özel diyet planlanmalıdır.

EGZERSİZ VE FİZİKSEL AKTİVİTE ZAYIFLAMADA ÇOK ÖNEMLİ

Egzersiz ve fiziksel aktivite zayıflamada çok önemlidir. Hareketli bir yaşam tarzı, sağlığı da beraberinde getirir. Fakat egzersiz programına sağlık kontrolünden geçilerek başlanması ve bir profesyonel ile çalışılması önem taşır. Ayrıca, ömür boyu sürdürülebilecek bir egzersiz programı, uzun dönemde kilo kontrolünü kolaylaştırır ve tekrar kilo alma riskini azaltır.

YANLIŞ ALIŞKANLIKLAR TERK EDİLMELİ

Davranış tedavisinde amaç, bireyin yanlış alışkanlıklarını doğru alışkanlıklar ile değiştirmek ilkesine dayanır. Davranış tedavisinde, stres kontrolünün sağlanmasına yönelik bilgilerin yer alması olumlu etki oluşturabilir. Sonuçta bu tedavide, bireylerin kazandığı sağlıklı davranışları yaşam boyu sürdürmeleri hedef alınmaktadır.

İLAÇ TEDAVİSİ DOKTOR KONTROLÜNDE OLMALI!

Obezite tedavisinde kullanılan ilaçların farklı çeşitleri vardır. Fakat kullanım alanları tektir. Obezite açısından gerçekten riskli olan bireylerde, ağır obezlerde eğer çeşitli nedenlerle diyet tedavisinde başarı sağlanamamışsa doktor kontrolünde kullanılması gereken ilaçlardır. Bu tür ilaçların 3 aydan fazla verilmemesi önerilmektedir. Zayıflama ilaçları kullanan bireylerin tıbbi açıdan takibi çok önemlidir ve bu tür ilaçların yan etkileri olduğu unutulmamalıdır.

AMELİYAT SONRASI DİYETİSYEN DESTEĞİ ŞART!

Cerrahi tedavi de genel anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Tedavi seçenekleri arasında yer alan cerrahi, doğru hastaya doğru yöntemle uygulandığı zaman başarılı sonuçlar alınır. Obezite tedavisinde en son çare olarak değerlendirilmelidir. Birey için bazı riskleri olduğu ve ameliyattan sonra da her şeyin bir anda düzelmeyeceği bilinmelidir. Ameliyat sonrası sağlıklı beslenme öğrenilmez ise ve alınan gıda miktarları arttırılırsa mide eski boyutuna gelmese de bir miktar büyüyerek geriye kilo alımı gerçekleşecektir. Unutulmaması gereken cerrahi tedaviden sonra da diyetisyen desteği alınması gerektiğidir.