Bartın'da sağlık çalışanları iş bıraktı

Bartın'da Sağlık-Sen'e bağlı 112 acil Sağlık hizmetleri, Acil servis, Acil ameliyathane ve yoğun bakımlar dışındaki sağlık çalışanları, hekimlere 2 bin 500, uzman hekimlere ise 5 bin TL ek gösterge zammı öngören kanun teklifinin ayrımcılık yarattığını savunarak bugün iş bıraktı. Bartın Sağlık İl Müdürlüğü önündeki eylemde Sağlık-Sen Bartın Şube Başkanı Naci Durmuş , 'Yetkili sendika olarak, biz zam yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Siyaset eliyle, kanun düzeyinde ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Meclis'ten, yüz binlerce sağlık çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir zam kararı bekliyoruz' dedi. Sağlık-Sen'e bağlı sağlık çalışanları, Perşembe günü de 1 günlüğüne ülke geneliyle birlikte iş bırakacak.

Bartın'da sağlık çalışanları iş bıraktı

Hekimlere 2 bin 500, uzman hekimlere ise 5 bin TL ek gösterge zammı öngören kanun teklifinin ayrımcılık yarattığını savunan sağlık çalışanları, Sağlık Bakanlığı’na tepki göstermeye devam ediyor.

Sağlık-Sen Genel Merkezi Salı (bugün) ve Perşembe günü  tam gün Türkiye genelinde iş bırakma eylemi kararı aldı.

Bu doğrultuda Sağlık-Sen Bartın Şubesi, teşkilat mensubunun katılımıyla Sağlık Bakanlığı’nın ayrımcılığa neden olan zam uygulamasına tepki göstererek iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Bartın İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen iş bırakma eylemine 112 acil Sağlık hizmetleri, Acil servis, Acil ameliyathane ve yoğun bakımlar dışındaki tüm sağlık çalışanları katıldı.

“Hayat her açıdan ateş pahası”

Burada tüm sağlık çalışanları adına bir konuşma yapan Sağlık-Sen Bartın Şube Başkanı Naci Durmuş, kapsamlı ve adil bir zam kararı beklediklerinin altını çizerek şunları söyledi:

“Geçen hafta Çarşamba günü, gündeme bir haber düştü. Hükümet, hekimlere 2 bin 500 ile 5 bin TL aralığında zam verileceğini ve konuyla ilgili yasal düzenlemenin aynı gün Meclise geleceğini açıkladı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında, Hükümetin zam haberinden herkesin memnuniyet duyması gerekir değil mi? Çünkü döviz almış başını gidiyor, artan enflasyon nedeniyle ürünlerin etiketi günden güne değişiyor. Yani para pula döndüğü için fiyatlar cep değil, adeta yürek yakıyor. Hayat her açıdan ateş pahası. İşte böyle bir ortamda herkese değil de hekimlere zam yapılacağı açıklandı. İlk tepkimiz; ‘hekimler hak ediyor, elbette zam yapılacak! Peki ya geride kalan yüz binlerce sağlık çalışanı, onlara zam yok mu, onlar hak etmiyor mu’ oldu. Bu tepkiyi sadece bizler değil, yüz binlerce sağlık çalışanı gösterdi. Sosyal medya adeta inledi. Kısa süre içinde, maalesef geride kalan sağlık çalışanlarının ücretlerinde her hangi bir iyileştirme yapılmayacağını öğrendik.

“Zam yapılmasına asla karşı değiliz”

Sadece Sağlık Bakanlığı bünyesindeki sağlık çalışanları değil... Üniversite hastanelerinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma görevlileri de zam kapsamının dışında tutulmuş. Açıkçası bu duruma çok üzüldük, çok öfkelendik, duygusal açıdan isyan ettik. Şunun altını özellikle çiziyoruz; yetkili sendika olarak, biz zam yapılmasına asla karşı değiliz, olamayız da. Zamma karşı olmamız, sendikal kimliğimizi ve mücadelemizi inkar anlamına gelir. Biz zam üzerinden ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Siyaset eliyle, kanun düzeyinde ayrımcılık yapılmasına karşıyız. Hekim harici yüz binlerce sağlık çalışanının üvey evlat görülmesine, yok sayılmasına, emeklerinin hor görülmesine karşıyız. Can kurtarmak için can vermekten çekinmeyen sağlık çalışanlarının fedakarlıklarının, mücadelelerinin, gayretlerinin görmezden gelinmesine karşıyız. Bizim karşı olduğumuz bu... Vicdan sahibi herkesi de karşı olmaya, tepki göstermeye davet ediyoruz. Hep söylediğimiz gibi; çünkü sağlık ekip işidir, bu hizmeti sunan sağlık çalışanları da bir vücudun organları gibi bütündür.

“Sağlık çalışanlarının bir bütün olduğu, yüce Meclis eliyle resmen inkar edilmek istenmiştir”

Hemşireyi doktordan, doktoru teknikerden, teknikeri ambulans şoföründe ayrı görürseniz ve ona göre muamele ederseniz, bir yönüyle hepsine kötülük etmiş olursunuz. Dahası, bu şekilde davranarak sağlık sisteminin altını oymuş olursunuz. Sağlık çalışanları bu kötülüğü hak etmiyor. Sağlık sisteminin bu ve benzer kötülüklerle, haksızlıklar ayakta durması mümkün değildir. Ülkemizde, kamu adına 1 milyon sağlık çalışanı görev yapıyor. Kapıdaki güvenlik görevlisinden danışmadaki memura, temizlik görevlisinden teknikere, ambulans şoföründen röntgen teknisyenine, hemşiresinden doktoruna... bunların tamamı 1 milyon sağlık emekçisine dahildir. Görev tanımları farklıdır ancak yaptıkları iş insanımıza sağlık hizmeti sunmaktır. Her bir branştaki, her bir birimdeki sağlık emekçisi, sağlık hizmet zincirinin bir halkasını temsil ediyor. Zincirin bir halkasını yok sayarsanız, tamamını yok saymış olursunuz. Zincirin bir halkasını kırarsanız, tamamını incitmiş olursunuz. Zincirin bir halkasını görmezden gelirseniz, tamamını görmezden gelmiş olursunuz. Zam konusunda geçen hafta yapılan açıklamalarla tam da bu durum ortaya konmuştur. Üstelik en yetkililerin ağzından. Gerçekten de çok üzüntü verici bir durum. Geçen hafta, sağlığın bir ekip işi olduğu, sağlık çalışanlarının da bir bütün olduğu, yüce Meclis eliyle resmen inkar edilmek istenmiştir.

“Kapsamlı ve adil bir zam kararı bekliyoruz”

Çok şükür; Sağlık-Sen teşkilatının onurlu duruşu, Genel Merkez yönetimimizin çok yönlü girişimleri ve ülke sathındaki sağlık çalışanlarının feryadı neticesinde, yüce Meclis'ten ayrımcılık içeren zam kararı geçen hafta çıkmadı. Siyasi irade, yanlışın farkına varmış görünüyor. Açıklamalara bakacak olursak, zam konusu, Bütçe görüşmeleri neticesinde tekrar Meclis gündemine gelecek. Buradan siyasi iradeye sesleniyoruz; Meclis'ten, yüzbinlerce sağlık çalışanının üvey evlat olmadığını gösteren kapsamlı ve adil bir zam kararı bekliyoruz. Tersi bir uygulamaya; sessiz kalmamız ya da sineye çekmemiz mümkün değildir. Tersi bir uygulama, sağlık çalışanlarını meslekten soğutacağı gibi, sağlık sistemini de ciddi ölçüde yaralar.

Biliyorsunuz, pandemiyle mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Pandemi mücadelemizdeki başarımız dolayısıyla bizleri yani fedakar sağlık çalışanlarını alkışlamayan, teşekkür etmeyen kalmamıştı. Buradan sormak istiyoruz; sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz, teşekkür ediyoruz diyenler, sağlık çalışanlarının bir kısmını mı alkışladılar... belli branştaki sağlık çalışanlarına mı teşekkür ettiler... Hayır... Ayrım yapmaksızın sağlık çalışanlarının tamamına teşekkür ettik ve alkışladılar değil mi? O günler ne çabuk unutuldu... Zam konusuna gelince, bu ayrımcılık niye Ayrımcılık yaparak, yüzbinlerce sağlık çalışanıyla helalleşeceklerini mi düşünüyorlar? Ya da ayrımcılık yaparak, çalışma barışını sağlayacaklarını, çalışanların moral ve motivasyonu artıracaklarını mı düşünüyorlar?

Saha gerçekliğinden yoksun, oldu-bitti masa başı kararlar olması mümkün değil! Yüzbinlerce sağlık çalışanının takdirini kazanmanın yolu belli; hak ve hakkaniyet ölçüsünde, bir kısmına değil, tamamına zam yapmaktır. 1 milyon sağlık çalışanının bir kısmına zam yapıp, geri kalanını yok saymaya çalışma barışını baltalamaktan, sağlı Hele tüm bunlar, sorumlu Bakanlık eliyle yapılmak isteniyorsa, durum çok daha vahimdir. Sağlık bürokrasisi ne tür bir aymazlık içinde açıkçası mera ediyoruz.

“Perşembe günü de iş bırakıyoruz”

Sağlık-Sen olarak, bu vehamete ‘dur’ demek için bugün olduğu gibi Perşembe günü de iş bırakıyoruz. Sadece kendi ilimizde değil, tüm Türkiye'de şubelerimizle, genel merkezlerimizle iş bırakıyoruz. Tüm sağlık çalışanlarını bizlere destek olmaya davet ediyoruz. Sağlık-Sen olarak, sağlık çalışanlarını yok sayan bir yanlışa imza atılmama: için var gücümüzle mücadele etmeye kararlıyız.

Çünkü sağlık çalışanları ülkemizin hayat sigortası. Sağlık ordumuz, bu tür yanlışlıkları, bu tür haksızlıkları asla ve kat’a hak etmiyor. Ümit ve temennimiz, çok geç olmadan, kapsamlı bir zam açıklamasıyla sağlık çalışanlarının tamamının yüzünün gülmesidir. Her bir sağlık çalışanının yüzünün gülmesine, işine dört elle sarılmasına, iş barışının ve çalışma huzurunun sağlanmasına özellikle bu süreçte büyük ihtiyaç olduğunu hiçbir kimsenin unutmaması gerekir.”