Bankoğlu: 'Madencilerin vebali hükümetin üzerinedir'

Amasra maden kazasının tüm boyutlarıyla araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun dördüncü toplantısına katılan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, 'Madencilerin vebali ısrarla aynı hataları yapan hükümetin üzerinedir' dedi.

Bankoğlu: 'Madencilerin vebali hükümetin üzerinedir'

14 Ekim 2022 tarihinde Bartın’ın Amasra ilçesinde yaşanan maden faciasının bütün ayrıntısıyla araştırılması için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu dördüncü toplantısını yaptı. Hararetli tartışmalara sahne olan komisyonda bulunan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu,  önemli açıklamalarda bulundu. Maden şehitlerinin yakınlarını tek tek ziyaret ettiğini belirten Bankoğlu, öncelikle komisyonun adını eleştirerek; “Bir kere bu komisyonun adı yanlış. Biz Amasra’da bir kaza yaşamadık, bir facia, bir cinayet yaşadık. Çünkü öngörülebilir ve önlenebilir her kazanın adı cinayettir. Ve her cinayetin de bir faili vardır. 14 Ekim’de Amasra’da yaşanan patlama öngörülemez değildi. Sayıştay raporları, madenci ifadeleri, ertelenen ihaleler, liyakatsiz atamalar hepsi yaşanacakları uyarır nitelikteydi. Önlenemez hiç değildi. Elimizdeki Bilirkişi raporu ve buraya gelen akademisyenler, uzmanlar, hepsinin söylediği şey aynı: ‘Gerekli önlemler alınsaydı, bu facia yaşanmazdı.’ Demek ki biz, Amasra da öngörülmesine rağmen, sorumluların sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmemesi, gerekli önlemleri almaması sebebiyle bir facia yaşadık. İdari ve siyasi olarak sorumluların, görevlerini hakkıyla yapmamasının bedelini de 42 canımızla ödedik,” dedi.

Bankoğlu, hükümetin kader ve kaza gibi söylemlerle sorumluluktan kaçmaya çalıştığını; “Karşımızda, yaşanan faciayı ısrarla kader ve fıtrat gibi söylemlerle ifade ederek, kendi sorumluluğunu ört bas etmeye çalışan bir siyasi irade var. Bu komisyonun adında bile ısrarla kaza söylemini kullanarak; yaşanan bu facianın öngörülemez ve önlenemez olduğunu ima etmeye çalışan; böylece insanların acılarını ve kendilerinin bu acıdaki sorumluluğunu hafife almaya çalışan bir iktidar,” sözleriyle ifade etti.

"AKP’li komisyon üyeleri nerede? "

Bankoğlu, hükümetin bu faciayı hakkıyla önemsemediğini ifade ederek, komisyon toplantısında AKP’li üyelerin koltuklarının boş olmasına da dikkat çekti. Bunun üzerine kendisini uyaran Komisyon Başkanı ve eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’a ise, Soma faciası sonrası kurulan Araştırma Komisyonu Raporunu hatırlatarak şunları söyledi; “Burası ciddi bir komisyon, AKP’li vekiller nerede? Hükümet ve komisyon başkanı bizi dinlemeye bile ihtiyaç duymuyor herhalde. Bu olayın siyasi sorumlusu iktidarın da burada olması, bizi ve gelen uzmanları dinlemesi lazım. Amasra’da yaşanan facia da ilk değil, böyle bir komisyon kurulması da. Soma’dan sonra da bir komisyon kuruldu. Hükümet vekilleri zar zor katılım gösterdi. Komisyon raporu yayınlandı. 111 öneri sunuldu. Ne oldu? Araya seçim girdi. Rapor hükümsüz kaldı, raflara kaldırıldı. Bu komisyon da 3 ay çalışacak, sonra seçimler gelecek. Aynı hataları yaparak başka sonuçlar bekleyemeyiz. Her şeyden önce bu komisyonun çalışmalarının tozlu raflara kaldırılmayacağından emin olmamız lazım. Bunun için de, o zaman o raporu tozlu raflara mahkum eden hükümetin, bize komisyon başkanını, komisyon usul ve ilkelerini dayatmak yerine, bugün yapılacak çalışmanın neden ve nasıl farklı olacağını anlatması, bizi ve kamuoyunu ikna etmesi lazım,” dedi.

Komisyon Başkanı Taner Yıldızla Tartışma

Bankoğlu’nun açıklamalarının ardından sunumunu yapan katılımcıların Cumhurbaşkanı’nın konuya ilişkin talimatlarından bahsetmesi üzerine, Bankoğlu, “Madem Cumhurbaşkanı her şeyi tek başına yapabiliyor, Soma’da çıkan 111 öneriye ilişkin de bir şey yapsaydı,” diyerek serzenişte bulundu. Bunun üzerine Komisyon Başkanı Taner Yıldız ve Bankoğlu arasında tartışma çıktı. Taner Yıldız’ın “Milletvekili gibi davranın, kendinizi azarlatmayın,” ifadesi üzerine Bankoğlu, “Ben sizin öğrenciniz değilim, ben milletin vekiliyim, sözlerinize dikkat edin,” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Bankoğlu, eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın komisyon başkanı olmasını da eleştirerek, Taner Yıldız’ın Amasra B Havzasını rödovans usulüyle işleten Hattat Holding’le olan bağlarından da bahsetti. Bankoğlu, “Bu komisyonun başkan seçimi 3 sebepten yanlış. Birincisi, bu kişi yüzyılın en ölümlü maden faciası olan Soma faciasını yaşadığımızda bakanlık yapmış kişidir. Soma sebebiyle, ne adli ne de siyasi olarak hesap vermediği için de, bir aklanma durumu da maalesef söz konusu değildir. Üstelik bu komisyona, ki kuruluşu tüm partilerin talebiyle olmuştur, başkan atanma usulü de kapsayıcı ve çoğulcu değildir. Ancak tüm bunların yansıra, benim dile getirmek istediğim başka bir konu var. Biliyorsunuz, Amasra’daki kömür havzası sadece TTK tarafından işletilmiyor. Buradaki büyük bir alan rödovans usulüyle Hattat Holding’e verilmiş durumda. Taner Bey’in Hattat Holding’le olan hemşehrilik bağlarını basından okuyoruz. Bu rödovans edilen yerde bildiğimiz kadarıyla hala kömür üretimi yok, ancak 2012’de buradaki madende ilk kazmayı siz vurmuşsunuz galiba. Sizin Hattat Holdingle hemşehrilikten gelen bir samimiyetinizin olduğu da yazılmış basında. Tutanaklara geçmesi bakımından şunu da ifade etmek istiyorum, acaba bu ATİM’de olanlar, ATİM bölgesinin de Hattat’a verilmesine sebep olur mu diye bir kaygı da var Amasra ilçe halkımızda. Şimdi ortada böyle bağlar, böyle kaygılar olduğu zaman, bu komisyona başkanlık etmek ne kadar doğru olabilir? Biz kendisinin bunu takdir edebilmesini beklerdik,” dedi.

“Yerine getirilmeyen her sorumluluğun bedeli var, siyasi sorumlular da hesap verecek”

Bankoğlu açıklamasında hükümetin sorumluluğunu ve ihmalleri hatırlatarak, “İktidar burada bizden hüküm vermememizi, yargıda bulunmamamızı ve siyasete girmememizi istiyor. İktidarda olmanın, yönetmenin sorumluluğunu kendilerine halk adına hatırlatmamızdan rahatsız oluyor. TTK’ya şaibeli atamalar yaparken, siyasi kriterleri objektif kriterlerin üstüne koyanlar; şimdi biz yapılan ihmalleri, iktidarın siyasi sorumluluğunu konuşunca, konuyu siyaset üstü bir konuma yerleştirmeye çalışıyorlar. Yerine getirilmeyen her sorumluluğun bir bedeli vardır. Biz bu komisyonda, yönetimdeki iktidarın sorumluluğunu kendilerine halkımız ve 42 şehidimiz adına hatırlatmak zorundayız. 42 ocağa ateş düşmüşken, kaza / kader edebiyatıyla, konu siyaset üstü diyerek kimse sorumluluktan kaçamaz. Bizler elbette yargı konumunda değiliz, ancak seçilmişler olarak da iktidarın siyasi sorumluluğunu denetlemek görevimiz. Sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmeyen iktidarın da, siyaseten de olsa hesap vermesini istiyoruz. Tamam, bu komisyon failler ve sorumlular için hüküm vermeyecek olabilir ancak bu işin siyasi sorumluları da bu millete ve bu milletin temsilcilerine bu mecliste hesap verecek. Bunu yapmazsanız, siz adına istediğiniz kadar kaza deyin ister kader, yitireceğimiz her bir madencinin vebali aynı hatayı sürekli yapan hükümetin üzerinedir. Bize dokunmasın, bizi eleştirmesin, sorumluluğumuz, hatamız görünmesin derseniz; hata bizde değil, kader bu derseniz; yanlışa yanlış diyene kızar, dün ihmali olanları TTK Genel Müdürlüğü’ne getirip, siyasi sorumluları komisyon başına geçirirseniz; ne bu düzeni değiştirebilir ne de halkı samimiyetinize ikna edebilirsiniz,” ifadelerini kullandı.