Bankoğlu '200 TL bir kilo kıymaya yetmiyor'

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Bartın'da Karakaş Caddesi ve Arasata'da esnafla birlikteydi. Bankoğlu 'En büyük paramız 200 TL bir kilo kıymaya yetmiyor' dedi.

Bankoğlu '200 TL bir kilo kıymaya yetmiyor'

CHP Bartın Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Karakaş caddesi ve Arasta’daki esnaf ziyaretlerinde bulundu. Bankoğlu yaptığı açıklamada Türkiye’nin tarihindeki en büyük ekonomik buhranı yaşadığını, her kesimden her yaştan vatandaşın büyük sıkıntı içinde olduğunu söyledi. “Şimdiye dek bu kadar zor günler geçirmediklerini söyleyen esnafımıza söyleyeceğimiz ilk şey; nefes almaya az kaldı oluyor. O kadar akıl almaz bir dönem yaşanıyor ki, insanlar süt, yumurta, ekmek, soğan patates gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Fakirin simidi peyniri lüks oldu, kilosu 300 liraya dayanmış olan kıymayı artık rüyamızda görüyoruz diyorlar. Bir düşünsenize ülkenizin en büyük para birimi olan 200 lira ile bir kilo kıyma alınamıyor. Bu yıkımın, bu sefaletin ve adaletsizliğin temeli ve ilk büyük nedeni; verin kardeşinize yetkiyi, faizle şunla bunla nasıl uğraşılırmış görün dediği ucube başkanlık sistemi için yapılan 24 Haziran 2018 seçimiden birkaç gün önce atıldı. O günlerde Amerikan doları 4,74 lira. 2018 yılında başlayan bu tek adam rejimi 2021 yılının Aralık ayında milletin soyulduğu, birilerinin servetini üçe dörde katlayarak doların 15 liraya fırladığı ikinci darbedir. Bu ucube sistemle milletin beli kırılmış, bugün ise 19,22 lirada zorla tutulan bir dolar kuruna mahkum edilmiştir.”dedi.

“Esnaf dükkanına mal alamıyor”

Bankoğlu, Karakaş caddesi ve Arasta esnafıyla yaptığı görüşmelerde siftah yaptıkları günleri saydıklarını, çarşı gezen vatandaşın gözle görülür biçimde azaldığını belirtti. Yurttaşların 14 Mayıs’taki seçimden sonra Millet İttifakı’nın halk için çalışacağından emin olduğunu belirtirken “Bu ucube sistemin liyakatsiz yönetim anlayışı ve atanmış bakanlarıyla 2021 yılının Eylül ayında ithalata yani başka ülkelerden satın almaya dayalı ekonomi modeli diye dillerinin bile dönmediği şeylerle her zaman olduğu gibi bilgiçlik tasladılar. Ne oldu? Tosladılar. Benzinden kiralara, mutfaktan eğitim giderlerine, doğalgazdan elektriğe her şey ateş pahası. İnsanlar kiralarını ödeyemezken dalga geçer gibi 15 yıl vadeyle hane gelirinin yarısını geçmeyecek kadar kredi alarak ev sahibi olacaklar denildi.  Esnaf hemşehrilerim sordular, açlık sınırı 9 bin 600 lira, yoksulluk sınırı 31 bin 240 lirayken hükümet bizimle dalga mı geçiyor? Bunun cevabını sandıkla ciddiyetle verecekler. Acı olan şu bu ülkede 27 milyon sosyal yardıma mahkum. Çalışma Bakanı’nın açıklamasına göre 15 milyon özel sektör çalışanının 5,5 milyonu asgari ücretli. Asgari ücretin üç lira üzerini alanlar bile 9 bin 600 liralık açlık sınırından çok aşağıda bir parayla yaşam mücadelesinde. Arasta’da insanlar içtiği ısmarladığı çayı düşünmezdi, şimdi çay içmeden iki kere düşünüyorlar dediler. Cumhurbaşkanı otobüsten milletin üzerine çay fırlatırken bir bildiği varmış anlaşılan. Emeklilerin, yaşlıların sosyal olabildiği tek yer olan kahvehanelerde iki çay içip tavla oynama eğlencesini lüks hale getirdiler. Geçinemeyen, bunalıma giren halkını azarlarken, her şey yolunda diyerek saraylara, saltanata, lüks araç konvoylarına, beşli çeteye para aktarmaya devam eden, doymak bilmeyen bir israfla yaşamaya devam eden bu hükümet ilk bedeli sandıkta ödeyecek. Gençler iş bulacak, kadınlar tenceresini kaynatacak, babalar dedeler evlatlarına harçlık verebilecek. Her şeyden önce bu zehirli, iftira dili bitecek. Halkına saygı duyan, onun için çalışan, çalışarak kazanacağı onurlu bir hayat için görevlerini yerine getiren ve hesap veren, hesap veren, hesap veren bir hükümet geliyor. Söz, yine baharlar gelecek.”sözleriyle açıklamasını bitirdi.