Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi

Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) Bartın'dan alınacak 400 işçinin kura çekimi için Bartın'a gelen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Bartın'dan günlerdir Gazze'yi bombalayarak yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden olan İsrail'i lanetledi. İsrail'in dünyanın gözü önünde Filistinlilere zulm ettiğini ifade eden Bakan Yardımcısı Aydın 'Bizim bir davamız var. İşte bu davanın peşinde koşuyorsun. İnsana ait olan her şey bizim için kıymetlidir. Onun için Filistin diyoruz. Onun için Filistin davasını kendi öz davamız gibi görüyoruz' derken Bakan Yardımcısı Tarcan da 'Tüm Müslümanların bu zulmü durdurmak için ellerinden ne imkan geliyorsa çaba sarf etmesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum' ifadelerinde bulundu.

Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi

Türkiye Taşkömürü Kurumuna (TTK) Bartın’dan alınacak 400 işçinin kura çekimi için Bartın’a gelen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın Bartın’da bir dizi temaslarda bulunan. Bartın programı kapsamında ilk olarak Bartın Valiliğini ziyaret eden Bakan Yardımcıları, Bartın Valisi Nurtaç Arslan’la makamda bir araya geldi. Bartın Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, AK Patti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz başta olmak üzere il protokolünde karşılanan Tancan ve Aydın, Valilik ziyareti sonrası Bartın Belediyesini ziyaret etti. Belediye Başkanı Fırıncıoğlu’yla bir süre sohbet eden Bakan Yardımcıları ardından Hükümet Caddesindeki esnafları ziyaret etti. Esnaflara hayırlı işler dileyerek esnafın talep ve önerilerini dinleyen Aydın ile Tarcan, AK Parti Bartın İl Başkanlığını da ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.

Tancan: “Filistinlilere yapılan zulmü lanetliyorum”

Parti binası önünde teşkilat mensuplarınca karşılanan her iki Bakan Yardımcısının gündeminde ise günlerdir abluka altında olan ve  sivillerin hayatını kaybettiği Gazze ve Gazze’ye saldırı üstüne saldırı yapan İsrail vardı. Partililere yaptığı konuşmada Filistin’e yapılan zulmü lanetleyen Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan şunları söyledi:

“Sözlerime başlarken ben de üç gündür devam eden Filistinli zulmü lanetleyerek bu zulmü yapanları Allah'a havale ederek başlıyorum. Filistinli kardeşlerimiz için Cenabı Allah'tan yardım diliyorum. Hepimizin bildiği bir prensip var. Sizden biriniz bir kötülük gördüğü zaman onu eliyle değiştirsin. Eliyle gücü yetmiyorsa, diliyle değiştirsin. Buna bile gücü yetmiyorsa hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin, hükmü çerçevesinde, prensibi çerçevesinde tüm inananların, tüm Müslümanların bu zulmü durdurmak için ellerinden ne imkan geliyorsa çaba sarf etmesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Aksi takdirde hiçbir insanın daha sonra böyle bir zulmün kendisinin de başına geldiğinde yardım istemeye dilinin olmayacağını, hakkının olmayacağını hatırlatmak istiyorum.

“Alacağımız işçiden daha çok talep var”

Bir ülke olarak dinine, diline, ırkına bakmaksızın dünyadaki tüm mazlumların hep yanında olduk. Yine yanında Olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Cenabı Allah'tan tekrar Filistin halkına zalimlere karşı yardım talep ediyorum. Bugün biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın daha önceden söz vermiş olduğu TTK'ya 2 bin işçi alımının Bartın kısmını gerçekleştirmek için buradayız. Yapılan başvurular çerçevesinde alacağımız işçi sayısından çok daha fazla bir talep olduğu için noter huzurunda kura çekmek suretiyle bu işçilerimizi TTK'ya kazandırmış olacağız. Ben şimdiden noterde çekilecek kurayla işçi olma hakkını kazanacak tüm kardeşlerime başarılar diliyorum. Kazasız belasız bir iş hayatı diliyorum. Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Aydın: “Hayırlı bir iş için Bartın’dayız”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın da şunları söyledi:

Hayırlı iş için Bartın'dayız. İnşallah Bartın’ımızın istihdamına katkı sunacak katma değer katacak olan 400 kıymetli madencimizi Bartın’ımıza kazandırmış olacağız. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, özellikle ciddi destekleri ve bu sözün takipçisi olarak kıymetli Enerji Bakanımıza, Çalışması Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza da ben teşekkür etmek istiyorum huzurlarınızda.

“Hiçbir devlet savaşta dahi bir hastaneyi bombalama cüretine giremez”

Arkadaşlarla ifade etti gerçekten 10 gündür, 10 günü aşkın bir süredir böyle bir adeta film sahnelerde göreceğimiz hatta göremeyeceğimiz büyüklükte, vahamette bir dramla karşı karşıyayız. Gerçekten devletler terör estirmez. Devletlerin mutlaka hukuk kurallarına bağlı olarak yaşamlarını idame ettirmesi lazım. Hem ulusal hukuklar var hem de uluslararası hukuka bağlı olarak, ondan kaynaklanan haklarını kullanması elbette doğaldır. Ancak hiçbir devlet savaşta dahi bir hastaneyi bombalama cüretine giremez. Hiçbir devlet, devlet olarak masum bebeklere, çocuklara, kadınlara, yaşlılara el uzatamaz, onları bombalayamaz. Sivil halkı katliama yol açamaz.

“Bu İsrail için  sonun başlangıcı olacaktır”

Böyle soykırım mı Ancak İsrail Filistinlilere karşı ve maalesef dünyanın gözü önünde bu cereyan ediyor. Ve daha da kötüsü buna ciddi manada destek veren o hani tek dişi kalmış canavar suretindeki o batı dünyasını da görüyoruz. Amerika’sından diğer Batı Avrupa'sına kadar. Ama biz biliyoruz ki zulümle abat olunmaz. Elbette ki mazlumların ahı tutacaktır. Elbette ki Rabb'im hükmünü koyacaktır. Elbette ki bu inananların uyanışına vesile olacaktır ve bu İsrail için şahsi kanadın sonun başlangıcı olacaktır. İnşallah. O yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız bütün insanlığı davet etti aslında. Ihsan hukukuna, insan hakkına, riayet etmesi noktasında bütün insanların etkili ve yetkili şekilde bu zulme dur demesi ve bunun için aksiyon alması için davet etti. Ta baştan beri boşuna demiyor ‘Dünya beşten büyüktür’ diye.

“Adil bir düzen diyoruz”

İşte Rusya Güvenlik Konseyi'nin acil toplantıya çağırdı. Amerika yok dedi ve çekti. Dünyanın işte 190’ın üzerinde ülke neyse bir tarafa tek bir ülke karşı oy kullandığı zaman öbür bütün dünyanın ne dediğini hiçbir anlamın olmadığı adil olmayan bir sistem. Onun için adil bir düzen diyoruz. Onun için yeniden bu kuruluşların kendini check etmesi lazım diyoruz. Onun için Birleşmiş Milletler ve diğer bütün uluslararası kuruluşların hakkıyla muamele etmesi lazım diyoruz. Ama bunun yapısal olarak yeniden ele alınması gerekiyor. Bu şekilde bir dünya düzeni olmaz. Haklının güçlü olacağı bir düzen lazım bize. Güçlünün haklı olduğu bir düzen değil. Ne yaparsa yapsın gücünden hakkını bulan biri değil. Haklı olduğu zaman güçlü olmalı. Ama maalesef yaşadığı şunu bize gösteriyor.

“Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız”

Biz güçlü olmak zorundayız. Türkiye olarak güçlü olmak zorundayız. Ve gücümüzün en büyük kaynağı da emin olun birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz. Bunun için şartlar ne olursa olsun, zaman zaman ufak tefek meseleler olabiliyor ama biz özellikle AK Parti teşkilatları olarak öncelikle bu şehrin dahası da bu ülkenin birliğinin tesisi için çimento olmak zorundayız. Beraberce hareket etmek durumundayız ve biz başta savunma sanayi alanında olmak üzere her alanda dünyayla rekabet edilebilir ölçüde kendimizi geliştirmek zorundayız. Ekonomimizi büyütmek zorundayız. Eğer ekonominiz varsa eğer silahınız varsa işte gücünüz de oluyor maalesef.

“Güçlenen bir Türkiye var”

Böyle bir dünya var. Ve bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yirmi bir yıl fasılasız ve nizasız bir şekilde büyüyen, güçlenen bir Türkiye var. Artık zalimlere dur diyebilen bir Türkiye var. Bu çok önemli. Bir lider var. O liderin kıymetini bilerek o liderin etrafında kenetlenerek hep birlikte daha çok yol almak zorundayız. Ve burada gerek genelde gerekse de yerelde iktidarı almak durumundayız. Güçlü olmak zorundayız.

“Gününüzü pekiştirin”

Onun için değerli kardeşlerim ben de bir teşkilat mensubuyum. Teşkilatlardan gelen bir kardeşiniz var. Kolay değil teşkilatçılık zor bir görevdir. Gönülden yapılan bir iştir. İşte bu cuma saatinde öğle vaktinde özellikle ben hanım kardeşlerimi yürekten tebrik ediyorum. Ailesini, evini, çoluğunu, çocuğunu bırakıp yine beyler işimizi, gücümüzü bırakıp buraya geliyorsak bizim bir derdimiz var. Bizim bir davamız var. İşte bu davanın peşinde koşuyorsun. İnsana ait olan her şey bizim için kıymetlidir. Onun için Filistin diyoruz. Onun için Filistin davasını kendi öz davamız gibi görüyoruz. Onun için bir mücadele ortaya koyuyorsun. Onun için mücadele ediyoruz arkadaşlar. Onun için parti olduk. Onun için iktidara talip olduk. Niçin, millete hizmet için. O yüzden sizlerden istirhamım birliğimizi, dirliğimizi muhafaza edin. Gününüzü pekiştirin.

“Çıtayı daha yukarılara taşımak zorundayız”

Burada komutanımız, değerli il başkanımız, vekilimiz, eski yeni başkanlarımız, teşkilat mensuplarımız, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, belediyelerimizle meclis üyelerimize, belediye başkanlarımızla hep birlikte ta sandık müşahidine kadar o silsileyi, omuz omuza dayanışarak mücadele ederek inşallah çıtayı daha yukarılara taşımak zorundayız. Ben sizlere teşekkür ediyorum. Sizlerden Allah razı olsun Bugün bizleri misafir ettiniz. Değerli abimize, vekilimize, kıymetli başkanımıza, önceki sonraki yeni bütün vekillerimize, adaylarımıza, teşkilatlarımıza hepinize teşekkür ediyorum. Hepinizi Allah'a emanet ediyorum.”

Parti ziyareti sonrasında her iki Bakan Yardımcısı TTK kura çekimini gerçekleştirdi.

Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi
Bakan Yardımcıları Filistin zulmünü lanetledi