'Orman yangınını söndürme görevi hükümetindir'
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, ülkemizde büyük korku ve üzüntü yaratan orman yangınlarına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Milletvekili Bankoğlu yaşanan orman yangınları üzerinden hükümete yüklenirken, 'Bu hükümetle kaybedecek bir günümüz bile kalmamıştır'dedi.
Bankoğlu orman yangınları üzerinden hükümete yüklendi
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu açıklamasında orman yangınını söndürme görevinin hükümette olduğunu ifade ederek şöyle konuştu, “Orman yangını söndürmenin belediyenin işi olduğunu zanneden pek çok kişi var. Nitekim en son Cumhurbaşkanı Erdoğan da sorumluluktan kurtulmak adına yangın işini belediyelere yüklemeye kalkıştı. Bu konuya ilişkin halkımızı bilgilendirmek isterim. Orman Kanununun 69’uncu maddesine göre yangınlarının söndürülmesi, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün yetki ve sorumluluğundadır. Yani ormanların korunması, kollanması, orman yangınlarının söndürülmesi yetkisi devlettedir. Belediyelere, ormanların korunması ve yangınların söndürülmesi görev ve yetkisi verilmemiştir. Belediyenin görev, sorumluluk ve yetki alanı belediye sınırlarını kapsar. Ancak orman yangınlarının önlenmesinde veya yangın sırasında koordinasyonu mahallin en büyük mülki amiri sağlar. Belediye, belediye sınırları dışında yangın ve doğal afetler meydana gelmesi durumunda, bu bölgelere gerekli yardım ve destek sağlayabilir. Orman yangınlarını önleme ve orman yangınlarıyla mücadele harcamaları için Orman Genel Müdürlüğü Katma Bütçesine yeterli miktarda ödenek konulur.”
“Hükümet sınıfta kaldı”
Milletvekili Bankoğlu hükümetin yangınları söndürme konusunda sınıfta kaldığını ifade ederek şöyle devam etti, “Bugün itibarıyla ülkemizde farklı noktalarda devam eden 17 orman yangını için mazeret üretilebilir ama sorumluluktan kaçılamaz. Bugün hükümet yetkilileri gerek rüzgarın şiddetini, gerekse gece oluşunu veya ormanların coğrafi olarak zorlayıcı konumda bulunduğu mazeretlerini ortaya koyduysa da sorumluluk konusunda yine sınıfta kalmıştır. Ormanlardan ve ormanların yaşatılmasından sorumlu olan devlettir. Yanan orman alanını başka hiçbir faaliyete izin vermeksizin tekrar ormanlaştırmak devletin görevidir. Bunlar yasaların koyduğu yaptırımlardır. Dolasıyla her yıl gittikçe artan orman yangınlarından ve muazzam kayıplardan hâlâ ders çıkartamamış ya da çıkartmak istemeyen 23 yıllık AKP hükümetine ağır eleştiriler yapılmasından doğal ne olabilir?
“Sarayda ihtiyaç olduğu kadar uçak varmış!”
2024 yılında ulusal bir basın kuruluşunun CİMER’e “Sarayda kaç uçak ve helikopter var” diye yönelttiği soruya verilen cevap ne oldu dersiniz? İhtiyaç olduğu kadar! Evet CİMER’den gelen kıvrak cevap bu. İhtiyaç olduğu kadar! Helikopterleri söylemiyorum bile, Saray’ın şimdilik 13 uçağı var. 81 ili, 23 milyon hektar ormanı olan ve sadece 2024 yılında 3 bin 800 orman yangını çıkmış olan ülkemizde kaç yangın söndürme uçağı var? Saray’daki şahsa tahsis edilmiş olanın ancak iki katı. Tek adama 13 uçak, 86 milyon nüfusa 27 uçak! Tam da partinin ismi gibi çok adaletli bir tablo değil mi? İşte bu hazin tablo karşısında milletin vergileriyle neler yapılırdı, gerçekten güçlü Türkiye nedir diye düşünüyor insan? Mesela; ormanları yanarken gece görüşlü söndürme uçağı olmadığı için dehşetle sabahı bekleyenlerin ülkesi değil. Bin odalı kışlık, yazlık sarayların, en lüks arabalardan onlarcasını peşine takan, binlercesini bürokratların emrine verenlerin ülkesi değil. Okullarında çocuklara bir kap çorba, bir bardak süt vermeyenlerin, parasızlıktan üniversite sınavına giremeyenlerin, Mesleki Eğitim Merkezi ismi altında çocuk işçi olarak ölenlerin ülkesi değil. Buğdayını, samanını, kağıdını, kalemini yurt dışından satın alanların ülkesi değil. Saymakla bitmez. Ağır bir savaştan çıkmış genç Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın borçlarını öderken, bir yandan da kendine yetecek bir ülke inşa ediyordu. Bu koşullarda cumhuriyet daha 3 yaşında iken Kayseri’de bir uçak fabrikasının kurulması ne demek, anlamak zor değil. 2023’de Tayyip Erdoğan yaptığı bir açıklamayla fabrikanın tekrar açılacağını müjdelediğinde, Marmaris’te tarihimizin en büyük yangın felaketlerinden biri yaşanmıştı. Geldik 2025’in üçüncü çeyreğine ama Kayseri’den tık yok.”
“Bakan Yumaklı gece görüşü olan uçak lafını ağzına bile almıyor”
Eleştirilerine gece görüşlü uçakların olmayışı ile devam eden Bankoğlu şöyle konuştu, “Yine o dönemin Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Marmaris orman yangınının üçüncü günü olan 23 Haziran 2022’de “10 tane gece görüş özelliği de olan helikopterimizi 4 Temmuz itibarıyla inşallah envanterimize kaydetmiş olacağız” diye açıklama yapmıştı. Geldik mi yine 2025’in üçüncü çeyreğine ama gece görüşlü uçaklardan da çıt yok. 2022 Marmaris yangınında 10 gece görüş helikopteri envantere katacağız diyen Bakan Kirişçi’den sonra kaç zaman geçti. Şimdiki Bakan İbrahim Yumaklı gece görüşü olan uçak lafını ağzına bile almıyor. Her yaz aynı tas aynı hamam. Yıllardır yaşanan kayıplara rağmen ısrarla önlem almayan hükümet 3 yıldır yine saz çalıp türkü söylüyorlar. Ya da daha önemli işlere bakıyorlar. Gece görüşü olan bir uçak 30 milyon dolar civarında imiş. Hazinenin kasasında toplanan milletin vergileri garantili yollara, hastanelere, saraylara gidiyor. Lüks makam araçları, ballı ihalelerde misliyle pahalıya yapılan işlere dağıtılıyor. Vatandaşın boğazını sıkarken yandaşın milyonlarca liralık vergileri affediliyor. 2025, 2026 ve 2027’de sadece yol ve köprülere ödenmesi öngörülen garanti tutarı 329 milyar TL. Bu para 8,1 milyar dolar demek! Tüyü bitmemiş yetimin hakkı tam da bu! Hasta garantisine, havaalanı garantisine… say say bitmez! Ama ormanlar bitti, köyler bitti, tarlalar, hayvanlar bitti. Bu zihniyet devam ettikçe milletimiz daha çok çeker.
“Orman köylüsünün de kıymetini bilmediler”
Ormanlar, buradaki bitki örtüsü, buna bağlı köylerimiz, tarım ve hayvancılığımız gerçek bir bekâ meselesidir. Unutulmasın, her akıllarına gelen konuya bekâ meselesi diye ortaya çıkanlar, üç kuruşluk maden geliri için Kaz Dağları’ndan Artvin’e kadar ormanlarımızın talan edilmesine imza atanlardır. Daha geçen hafta zeytinliklerin talan edilmesi ve maden aramaları için kanun çıkartanların da AKP ve küçük ortağı olduğu tarihe yazıldı. Unutulmasın. Tıpkı aldıkları diğer kararlar, çıkardıkları pek çok kanun gibi bunun da acı sonuçlarını tüm millet olarak görmemek için bu talana son vereceğiz. Tek yolu da derhal seçimdir. Ülkemizin bu hükümetle kaybedecek 1 günümüz bile kalmamıştır. Orman muhafız memurları artırılmalı, bölgemizin de kanayan yarası olan ve ülkemizde 7 milyona yakın unutulmuş orman köylüsünün bu istihdam içinde olması kaçınılmazdır. Uzaklarda aramaya, torpillere, liyakatsizliğe geçit vermeden bölgelerine, ormanın yaşam gerçeklerine hakim, kadim bilgilere sahip bu kişiler içinden orman muhafaza memuru, üretim işçisi ile bakım ve ağaçlandırma işçileri alınmalıdır.
Anayasayla arası hiç iyi olmamış ama sürekli anayasayı delip yamalayan AKP hükümeti madde 170’e bakmalıdır. Yasa, orman köylülerinin kalkındırılmasının Anayasal bir zorunluluk ve ödev olduğu söyler. Kurulacak Orman Kooperatifleri ile küstürülen orman köylüsü Türkiye’nin ciğerlerinin önce gözü kulağı olacaktır. Ne acı ki, her şey gibi orman köylüsünün de kıymeti bilinmemiştir. Son olarak tişörtle, lastik ayakkabıyla ekipmansız halde canları pahasına çalışan 5 orman işçisi ve 5 AKUT gönüllüsü şehit oldu. Ülkemizi yasa boğan kayıplarımız için Allah’tan rahmet diliyorum. Yangını söndürmek için canla başla çalışan herkese minnettarız.”
Haber: Haluk Türkoğlu