'Gençler gelecekten umut değil, kaygı duyuyor'

Eğitim Sen Bartın Şube Sekreteri Serkan Ceylan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, gençlerin Türkiye'de her geçen gün daha fazla gelecek kaygısıyla baş başa kaldığını vurguladı. Ceylan, gençliğe duyulan güvenin ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bu anlamlı günde, milyonlarca gencin çözüm bekleyen sorunlarını sıraladı.

'Gençler gelecekten umut değil, kaygı duyuyor'

Eğitim Sen Bartın Şube Sekreteri Serkan Ceylan açıklamasında, siyasi iktidarın gençlere yönelik bütüncül ve kamusal politikalar geliştirmekten uzak olduğunu ifade ederek, gençlerin kendilerini dışlanmış, değersiz ve geleceksiz hissettiklerini dile getirdi. Gençlerin ifade özgürlüğü taleplerinin ise çoğu zaman baskıyla karşılandığını söyledi.

Ceylan, gençlere yalnızca bayram günlerinde övgüler düzülürken, gerçek sorunlarının sistemli biçimde göz ardı edildiğini belirtti.

Ceylan, TÜİK verilerine de atıfta bulunarak gençler arasında işsizlik oranının yüksekliğine ve eğitimden kopmuş bireylerin sayısına dikkat çekti. Her 5 gençten 1’inin işsiz, her 4 gençten 1’inin ise ne eğitimde ne de istihdamda yer aldığına dikkat çeken Ceylan, ayrıca, gençlerin %43’ünün başka bir ülkede yaşama hayali kurduğunu, bu oranın son beş yılda %20 arttığını da ekledi.

Eğitimde dinselleşme ve cemaat-tarikat etkisinin arttığını söyleyen Ceylan, bunun özellikle yoksul kesimlerde gençleri şiddet ve gerici ideolojilere açık hale getirdiğini belirtti. Demokratik ve eşit bir gelecek inşasının ancak laik, bilimsel ve özgür düşüncenin egemen olduğu bir eğitim sistemiyle mümkün olduğunu vurguladı.

Serkan Ceylan, gençliğin yalnızca istihdam edilecek bir kaynak olarak değil, hak sahibi bireyler olarak görülmesi gerektiğinin altını çizdi. Gençlerin ücretsiz, anadilinde eğitim; barınma, sağlık ve kültürel haklara erişim taleplerinin karşılanmasının şart olduğunu ifade etti.

 

“Gençler sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini talep ediyor”

 

Ceylan açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkış tarihi ve Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs ‘Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 106. yılını kutluyoruz. 19 Mayıs, bir halkın emperyalizme karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin simgesi olduğu kadar, aynı zamanda gençliğe duyulan güvenin ifadesi olan önemli bir gündür. Ne yazık ki bugünün Türkiye’sinde gençler, gençliklerini doyasıya yaşayabilecekleri toplumsal yaşam ve gelecek hayallerini kurabilecekleri koşullardan her geçen gün biraz daha uzaklaşmaktadır.

Siyasi iktidarın uzun süredir gençliğe yönelik bütüncül ve kamusal nitelikli politikalar geliştirmekten uzak durması, gençlerin baskıcı ve otoriter bir düzende kendilerini dışlanmış, değersizleştirilmiş ve geleceksiz hissetmelerine yol açmaktadır. Gençlere yalnızca bu gibi günlerde övgüler düzülürken, gerçek sorunları ve talepleri sistemli biçimde görmezden gelinmekte; demokratik haklarını kullanmak isteyen gençler ise polis şiddetiyle karşılaşmakta, gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır.

Eğitimde giderek yoğunlaşan dinselleştirme uygulamaları ile tarikat ve cemaatlerin okullardaki artan etkisi, özellikle yoksul semtlerde yaşayan gençleri bir yandan suç ve şiddet sarmalına sürüklerken, diğer yandan da onları gerici ideolojilere ve mafyavari örgütlenmelere açık hale getirmektedir.

“Her 5 gençten 1’i işsiz

TÜİK verilerine göre genç nüfus olan 15-24 yaş arası her 5 gençten 1’i işsizdir. Her 4 gençten 1’i ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır. Gençlerin yüzde 43’ü başka bir ülkede yaşama hayali kurmaktadır ve bu oran beş yıl öncesine göre yüzde 20 artmıştır. Genç kadınların yaklaşık yüzde 27’si “ev genci” konumundadır. Bu veriler, iktidarın uyguladığı politikaların gençlerin yaşamını doğrudan olumsuz etkilediğini ve onları toplumsal hayattan uzaklaştırdığını gözler önüne sermektedir. Ekonomik güvencesizlik, akademik baskılar, sosyal dışlanma, ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi çok boyutlu sorunlar karşısında gençler giderek daha fazla yalnızlaşmakta ve karamsarlığa sürüklenmektedir.

Gençliğin kendisini gerçekleştirebileceği, ifade özgürlüğünün tanındığı, laik ve bilimsel bir eğitim sisteminde nitelikli öğrenim görebileceği bir toplumsal düzen talebi her geçen gün daha yakıcı hale gelmektedir. İlkokuldan üniversiteye kadar her aşamada gençliğe dayatılan dogmatik, tekçi, ırkçı ve cinsiyetçi eğitim anlayışı terk edilmeden, demokratik bir geleceğin inşa edilmesi mümkün değildir.

“Gençler sadece istihdam edilecek bir insan kaynağı değildir”

Türkiye’nin farklı kimlik ve inançlardan gelen gençleri, barış içinde bir arada yaşanabilecek, demokratik ve eşit bir ülkenin inşasında temel dinamiklerden biridir. Bu potansiyelin bastırılması yerine desteklenmesi, gençlerin yalnızca ekonomik değil aynı zamanda kültürel ve siyasal olarak da özgürleşmesiyle mümkündür. Gençlerin kamusal, parasız ve anadilinde eğitim hakkından eşit biçimde yararlanması; istihdam, barınma, sağlık ve kültürel haklara erişiminin güvence altına alınması şarttır. Gençliği sadece “istihdam edilecek insan kaynağı” olarak değil, hak sahibi özne olan bireyler olarak gören bir anlayışla politikalar üretilmelidir.

Ülkenin dört bir yanındaki eğitim ve bilim emekçileri olarak mücadelemiz, çocuklara ve gençlere umutlu, eşit ve özgür bir gelecek bırakma mücadelesidir. Gençlik her dönemde olduğu gibi bugün de, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve demokratik toplumun temel taşıdır. Eğitim Sen olarak eşit, özgür bir yaşam ve aydınlık bir gelecek mücadelesinde birlikte yürüdüğümüz bütün gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.”

Haber: Erkan Hızoğlu