Eğitim Sen Bartın Şubesi'nden Norm Fazlası Tepkisi

Eğitim Sen Bartın Şube Başkanı İsmet İpci, norm fazlası ilan edilen öğretmenlerin yaşadığı mağduriyetlere dikkat çekerek, Milli Eğitim Bakanlığı'nı (MEB) adil ve şeffaf bir planlama yapmaya davet etti.

Eğitim Sen Bartın Şubesi'nden Norm Fazlası Tepkisi

Eğitim Sen Bartın Şube Başkanı İsmet İpci yaptığı açıklamada, MEB’in yıllardır süren plansız politikalarının hem öğretmenleri hem öğrencileri olumsuz etkilediğini söyledi. Norm kadro uygulamalarının binlerce öğretmeni “fazlalık” konumuna düşürdüğünü belirten İpci, resen yapılan atamaların ise öğretmenlerin aile düzenini bozduğunu, onları ağır bir maddi ve psikolojik yükün altına soktuğunu ifade etti.

Eğitim Sen’in talepleri arasında norm kadro hesaplamalarının şeffaf ve adil yapılması, atamalarda öğretmenlerin aile durumlarının gözetilmesi, sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesine son verilmesi, mağduriyet yaşayan öğretmenlere psikolojik ve maddi destek sağlanması yer aldı.

“Eğitim Sen olarak MEB’i bir kez daha uyarıyoruz”

İpci açıklamasında şunları söyledi:

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) plansız ve öngörüsüz politikaları, eğitim sisteminde derin yaralar açmaya ve sürekli yeni mağduriyetler yaratmaya devam ediyor. Norm Kadro yönetmeliği, okulunda çalışan öğretmeni bir anda ihtiyaç fazlası durumuna düşürmekte; atama yönetmeliği ile de öğretmen ikametgâhından uzak yerlere resen atanabilmektedir. Bu durum özellikle büyükşehirlerde öğretmenleri tedirgin etmektedir.

MEB’in yıllardır sorun üreten norm kadro uygulamaları, azalan öğrenci sayıları, kapanan okullar ve plansız atama süreçleri nedeniyle binlerce öğretmeni “fazlalık” olarak etiketlemektedir. Örneğin yalnızca 2024 ya da 2025 yılı içinde … bin öğretmen norm fazlası ilan edilmiş, … öğretmen resen atanmıştır (veri eklenebilir). Bu uygulamalar onlarca kilometre uzaktaki bölgelere adeta sürgün anlamına gelmektedir. Sonuç olarak öğretmenlerin mevcut düzenleri altüst edilmekte, aile yaşamları sarsılmakta, çocukları eğitim ve bakım süreçlerinde ciddi zorluklarla karşılaşmakta, meslektaşlarımız ise ağır bir maddi ve psikolojik çöküşün eşiğine sürüklenmektedir.

Bu yılı içinde şeffaf ve zamanında yapılmayan norm kadro güncellemeleri, binlerce öğretmeni mağdur etmiştir. Kimi öğretmenler norm fazlası ilan edilerek resen atamalara maruz bırakılmış, kimi öğretmenler ise sınıfların keyfi şekilde birleştirilmesi sonucu norm fazlası haline gelmiştir.

Bu uygulamalar sadece öğretmenleri değil, doğrudan öğrencileri de olumsuz etkilemektedir. Kalabalık sınıflar, ikili eğitim uygulamaları ve sürekli değişen öğretmenler pedagojik açıdan sağlıklı bir eğitim ortamını imkânsız hale getirmektedir. Öğrencilerin öğrenme süreçleri sekteye uğramakta, çocuklar nitelikli eğitim hakkından mahrum bırakılmaktadır.

Eğitim, plansızlığın ve keyfi uygulamaların değil; kamusal, bilimsel, pedagojik ilkeler doğrultusunda yürütülmelidir. Öğretmenlerin insanca yaşam ve çalışma hakkının gasp edilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir.

Eğitim Sen olarak MEB’i bir kez daha uyarıyoruz: Norm kadro hesaplamaları şeffaf, adil ve öğretmenlerin yaşam koşullarını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir.

Hizmet puanı, mazeret durumu ve öğretmenlerin yaşam hakkı göz ardı edilmeden çözümler üretilmelidir.

Sınıfların birleştirilmesi politikalarına son verilmeli, öğretmen istihdamı bilimsel planlamaya dayandırılmalıdır.

Atamalarda öğretmenlerin aile durumları ve çocuklarının eğitim ihtiyaçları öncelikli olarak dikkate alınmalıdır.

Norm fazlası öğretmenler, öncelikle kadrolarının bulunduğu il veya ilçelerde değerlendirilmelidir.

Atama süreçlerinden olumsuz etkilenen öğretmenlere yönelik psikolojik ve maddi destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.

Öğretmenleri “fazlalık” olarak görmek yerine onların değerini bilmek ve hak ettikleri saygıyı göstermek, başta siyasi iktidar ve MEB olmak üzere, herkesin ortak sorumluluğudur. Aksi halde eğitim sistemi telafisi zor bir çöküşe sürüklenecektir. “Nitelikli eğitim, nitelikli öğretmenle mümkündür” anlayışı dikkate alınmalı; öğretmenlerin mesleklerini sağlıklı ve güvenli ortamlarda icra etmeleri için gerekli adımlar derhal atılmalıdır.

MEB’in ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin plansızlığının sorumlusu öğretmenler değildir. Öğretmenlerin kendi istekleri dışında mevcut iş yerlerinden koparılarak, ikametgâhlarından uzak yerlere resen atanması uygulaması derhal durdurulmalıdır. Bu konuda yeni mağduriyetler yaşanmaması için resen atama kararları gözden geçirilmelidir.

Eğitim Sen olarak, norm fazlası ilan edilerek adeta sürgün gibi uygulamalarla yerleri değiştirilen tüm meslektaşlarımızın yanında, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu ve bu adaletsizliğe karşı sonuç  mücadele edeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.”

Haber: Erkan Hızoğlu