Sargın: 'Lozan'a Uzanan Eller Kırılmalıdır'

İYİ Parti Bartın Merkez İlçe Başkanı Avukat Semih Sargın, PKK'nın 12 Mayıs 2025 tarihinde açıkladığı 'silah bırakma ve fesih' kararına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Sargın, bu açıklamanın barış adımı gibi sunulmasına rağmen Türk milletinin onurunu zedeleyen, Lozan Antlaşması'na saldıran ve Cumhuriyetin kurucu değerlerini hedef alan bir provokasyon olduğunu belirtti.

İYİ Parti Bartın Merkez İlçe Başkanı Avukat Semih Sargın, PKK'nın fesih bildirisinde Lozan Antlaşması'nın hedef alınması, 1924 Anayasası'nın imha siyaseti olarak gösterilmesi ve “soykırım” gibi mesnetsiz suçlamalarda bulunulması karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini ifade etti. Lozan'ın, Türk milletinin kanıyla kazandığı bağımsızlığın belgesi olduğunu hatırlatan Sargın, bu tür açıklamaların terör örgütünün zafer ilanı gibi sunulmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

PKK'nın fesih kararında çatı yapılanma olan KCK, Suriye'deki YPG ve İran'daki PJAK hakkında hiçbir net ifadenin bulunmamasına da dikkat çeken Sargın, sürecin tamamen muğlak ve güvensiz olduğunu savundu. Bu belirsizliğin, terörün başka isimlerle sürdürüleceği izlenimi oluşturduğunu söyledi.

Sargın, sürecin şeffaf olmamasını ve hükümetin kamuoyunu bilgilendirmemesini eleştirerek, müzakere sürecinde hangi pazarlıkların yapıldığının açıklanması gerektiğini belirtti.

“Türk milletinin vicdanında derin bir rahatsızlık yaratmıştır”

İYİ Parti Bartın Merkez İlçe Başkanı Sargın açıklamasında şunları söyledi, “Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıllık tarihinin en kritik eşiklerinden birini yaşamaktadır. Terör örgütü PKK'nın 12 Mayıs 2025 tarihinde açıkladığı sözde “silah bırakma ve fesih” kararı, içeriği ve satır aralarındaki niyetleriyle Türk milletinin vicdanında derin bir rahatsızlık yaratmıştır. Bu açıklama, bir barış adımı olmaktan çok, devletimizin tapusu olan Lozan Antlaşması'na ve Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine yönelik bir meydan okuma niteliğindedir. İYİ Parti olarak, bu tehlikeli oyuna karşı dimdik ayakta olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz!

PKK'nın fesih bildirisinde, Lozan Antlaşması'nı “Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaşmasına sebep olan” bir belge olarak hedef alması, 1924 Anayasası'nı “inkâr ve imha siyasetinin kaynağı” gibi göstermesi ve “soykırım” gibi mesnetsiz iddialarla Türk devletini suçlaması, asla kabul edilemez bir hadsizliktir. Lozan Antlaşması, Türk milletinin İstiklal Harbi'nde döktüğü kanla kazandığı bağımsızlığın tescili, Cumhuriyetimizin temel taşıdır. Bir terör örgütünün, bu kutsal anlaşmaya dil uzatması, sadece bir provokasyon değil, aynı zamanda Türk devletine ve milletine karşı açık bir kalkışmadır. Bu söylemler, PKK'nın sözde “zafer” ilanı gibi sunulmuş ve Türk milletinin onurunu zedelemiştir. Soruyoruz: Hangi akıl, hangi vicdan, bir terör örgütünün bu pervasızlığına sessiz kalabilir?

“Türk milleti, tarih boyunca hiçbir ihanete boyun eğmemiştir”

Dahası, PKK'nın fesih kararında, çatı yapılanması KCK'ya, Suriye'deki kolu YPG'ye ve İran'daki uzantısı PJAK'a dair tek bir net ifade bulunmamaktadır. Silahların kime, nereye ve nasıl teslim edileceği belirsizdir. Bu muğlaklık, PKK'nın sadece isim değiştirerek ya da başka örgütler altında faaliyetlerine devam edeceği şüphesini güçlendirmektedir. YPG, Suriye'de emperyalist güçlerin maşası olarak varlığını sürdürürken, PJAK İran'da eylemlerine devam etmektedir. Bu örgütlerin faaliyetleri, bölgede istikrarsızlığı körüklemekte ve Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit etmektedir. PKK'nın sözde feshinin, YPG'yi meşrulaştırma ve bölücü emelleri başka bir kılıf altında devam ettirme tuzağı olduğu aşikârdır. Türk milleti, bu oyunu görmekte ve asla kanmamaktadır!

Sürecin şeffaf olmaması, Türk milletinin aklıyla alay etmektir. Hükümet, PKK ile hangi pazarlıkları yapmış, hangi taahhütlerde bulunmuştur? Öcalan'ın “süreci yönetme” talebi, demokratik siyaset hakkı ve hukuki güvence gibi ifadeler, Türk devletinin egemenlik haklarına gölge düşürmektedir. Türk milleti, bu sürecin bedelini bilmek zorundadır. Eğer bir terör örgütü, Lozan'ı delme cüreti gösteriyorsa, bu süreçte Türk devletini yönetenler, bu kalkışmanın sorumluluğundan kaçamazlar! İYİ Parti olarak, bu sürecin her aşamasını sorgulayacak Bu süreç, Türk milletinin birliğini ve devletimizin bekasını tehdit eden bir tuzak olarak görülmektedir. Türk milleti, bu ihanet bildirisine karşı sessiz kalmayacaktır!

Türk milleti, tarih boyunca hiçbir ihanete boyun eğmemiştir. Ne PKK'nın ne de onun efendilerinin oyunlarına geçit vereceğiz. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin sarsılmaz iradesiyle ilelebet payidar kalacaktır. Biriz, diriyiz, hep birlikte Türkiye'yiz.”

Haber: Soner Boyacı

Bakmadan Geçme