Aldatmaz: 'Türkiye, Filistin'in Sesi ve Umudu Olmaya Devam Edecek'
AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, TBMM'de uluslararası anlaşmaların görüşülmesi sırasında AK Parti grubu adına yaptığı konuşmada, kabul edilen her sözleşmenin Türkiye'nin geleceği için atılmış güçlü adımlar olduğunu vurguladı. Aldatmaz, konuşmasında Filistin halkının yaşadığı zulme sessiz kalmayacaklarını belirterek, 'Bizler Filistin'in sesi olmaya, umudu olmaya bugün olduğu gibi yarın da devam edeceğiz' dedi.
TBMM'de Maldivler, Malezya, Malta ve Romanya ile imzalanan uluslararası anlaşmaların önemine de değinen Aldatmaz, bu adımların yalnızca diplomatik bir formalite değil, insanlığın vicdanına dokunan birer umut belgesi olduğunu söyledi.
“Filistin örneği, uluslararası ilişkilerin yalnızca sınırların çizilmesi değil, vicdanların da sınandığı bir alan olduğunu gösteriyor” diyen Aldatmaz, Türkiye'nin gücünün ordusu ve sanayisi kadar adalet karşısındaki duruşuyla ölçüldüğünü kaydetti.
Aldatmaz, ayrıca ekonomik boyuta da dikkat çekerek, imzalanan ticari anlaşmaların Türk ürünlerinin dünya pazarlarına daha kolay ve rekabetçi koşullarda ulaşmasını sağlayacağını ifade etti. Bu süreçle birlikte yerli üreticilerin ve sanayicilerin kazanacağını belirten Aldatmaz, Türkiye'nin küresel siyasette güvenin ve istikrarın sembolü hâline geldiğini vurguladı.
AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz konuşmasında şunları söyledi: “Bugün burada, Maldivler, Malezya, Malta ve Romanya Hükümetleri ile imzalanan, Uluslararası Antlaşmaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifleri Üzerine söz almış bulunmaktayım, Gazi Meclisimizi ve Aziz Milletimizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Tüm insanlığın vicdanını sızlatan Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı zulme, İnsanlık tarihinde eşine az rastlanan bu soykırıma değinmeden geçemeyeceğim. Bugün Filistin'de, bir halk kendi anavatanında, Kendi toprağında, kendi evinde, Kendi geçmişinin gölgesinde yaşam mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele sadece silahlara karşı değil; Tırnak içinde insan haklarına rağmen; Açlığa, susuzluğa, yoksun bırakılmaya karşı veriliyor.
İsrail'in yürüttüğü sistematik saldırılar, yalnızca bir çatışma değildir. Bu aslında Filistin Halkını topyekûn topraklarından, tarihten silme girişimidir. Evler yıkılmakta, aileler yok edilmekte, İnsanlar gözlerimizin önünde açlıkla, bombalarla, çaresizlikle sınanmaktadır. Bu tablo, insanlık tarihinin yüzüne kara bir leke gibi düşmüştür. Uluslararası hukuk, insan hakları, adalet… Hepsi bu manzara karşısında susmakta, Tüm dünyanın gözleri önünde planlı ve sistematik bir soykırım yaşanmakta, Hatta bazı ülkeler bunu desteklemektedir.
Ama Dünya'daki herkesin vicdanı sessiz değildir. Filistin'in Dünyadaki en yüksek sesi olan Türkiye Cumhuriyeti Ve bu sese kulak veren vicdan sahibi insanların çabası sonunda, İsrail'in yaptığı soykırım tüm Dünya tarafından bilinir hale gelmiştir. Vicdan sahibi aktivistler “Küresel Sumud” hareketiyle, “Özgürlük Filosu” ile, Vicdanı hala diri olan milyonlarca insanın Ve Filistin'in sesini tüm dünyaya duyurmuştur. Onların cesareti, insanlığın hâlâ tükenmediğini göstermektedir. Bu nedenle, tüm cesur insanlara, her türlü baskıya rağmen insanlığın ve adaletin yanında duran herkese; Kalpten teşekkür ediyorum…
Bugün İsrail ile Hamas arasında varılan anlaşmanın, Bölgede masum insanların yaşamını koruyacak, Ölümü değil, yaşamı hâkim kılacak Bir sürecin başlangıcı olmasını temenni ediyorum. Bu gelişmeyi, barışın, adaletin ve insanlığın Yeniden yeşermesi adına umut verici bir adım olarak görüyorum. Ancak şunu da biliyoruz ki daha önce de anlaşmalar imzalandı, Daha önce de İsrail sözler verdi ancak İsrail bunların hiçbirine uymadı. Onun için bizler Filistin'in sesi olmaya, Umudu olmaya bugün olduğu gibi gelecekte de devam edeceğiz.
“Filistin, vicdanların da sınandığı bir alandır”
Değerli Milletvekilleri, Filistin örneği bize bir kez daha göstermiştir ki, Uluslararası ilişkiler sadece sınırların çizilmesi değil, Vicdanların da sınandığı bir alandır. Bir ülkenin gücü, yalnızca ordusuyla, sanayisiyle değil; Adalet karşısında nerede durduğuyla ölçülür. Bu nedenle, Türkiye'nin uluslararası platformlarda attığı her adım, İmzaladığımız her sözleşme, sadece bir diplomatik belge değildir. Bu adımlar, barışı, adaleti ve karşılıklı dayanışmayı; Önceleyen bir dış politikanın nişanesidir. Türkiye, son yıllarda hem komşularıyla, hem de dünyanın uzak coğrafyalarıyla Kurduğu güçlü bağlarla, küresel siyasette Güvenin ve istikrarın sembolü haline gelmiştir. Attığımız her diplomatik adım, Ülkemizi yalnızca bir bölgesel aktör değil, Küresel bir denge unsuru haline getirmektedir.
Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri Uluslararası sözleşmelerin bir diğer önemli yönü ekonomidir. Bugün burada görüşmekte olduğumuz, Daha önce imzaladığımız ve gelecekte imzalayacağımız Ticari anlaşmalar, Türk ürünlerinin dünya pazarlarına daha kolay, Daha rekabetçi koşullarda girmesini sağlar. Gümrük engellerinin kaldırılması, Ticaretteki bürokratik bariyerlerin azaltılması, Sanayicimizin, üreticimizin emeğini dünyayla buluşturur. Her imza, ülkemizin refahına, Sanayimizin gelişmesine, istihdamın artmasına katkı sağlar. Yerli üreticilerimiz için yeni pazarlar açılır; Çiftçimizden, sanayicimize, memurumuzdan öğrencimize kadar Herkes bu sürecin kazananı olur. Bu süreç, yalnızca rakamlarla ölçülen bir ticaret artışına değil, Türkiye'nin marka değerinin yükselişine de katkı verir. Bugün Türk malları, kalitesiyle, güvenilirliğiyle ve dayanıklılığıyla, Dünyanın dört bir yanında tercih ediliyorsa, Bu başarı diplomasiyle ticaretin uyumlu yürüyüşünün eseridir.
Değerli Milletvekilleri Uluslararası sözleşmeler, ekonomik olduğu kadar stratejik bir güç kaynağıdır. Türkiye'nin, imzaladığı her anlaşma, Sadece ticari değil, Kültürel ve insani etkileşimini de artırmaktadır. Ülkemiz tüm dünya genelinde Askerî iş birliklerinden, kültürel değişim programlarına, Teknoloji transferlerinden, enerji güvenliğine kadar, Anlaşmalarla etki alanını artırmaktadır. Bu anlaşmalar, Türkiye'yi sadece bir izleyici değil, Oyun kurucu bir ülke haline getirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Geçmişteki gibi yalnızca bölgesel olaylara tepki veren bir ülke değil, Küresel siyasete ve barışa yön veren bir devlet konumundayız.
“Geleceğe uzanan bir adım, bir umut belgesidir”
Değerli Milletvekilleri Sonuç olarak Bugün imzaladığımız her uluslararası sözleşme, Ülkemiz için sadece bir kâğıt parçası değil, Geleceğe uzanan bir adım, bir umut belgesidir. Bizim görevimiz, bu adımları
Yalnızca dış politik bir gereklilik olarak değil, Barışın, adaletin ve ülkesel çıkarlarımızın korunmasının birer teminatı olarak Görmek olmalıdır diyor Genel kurulu saygılarımla selamlıyorum.”
Haber: Soner Boyacı