BİR KAÇ İYİ ADAM
Garip bir ülkeyiz vesselam…
Geçen gün eskiden Bartınspor’un yönetiminde olan bir abimizle beraberdik…
Uzun uzun sohbet ettik...
Tabi konu futbol olunca sohbet uzuyor...
Dedi ki: transfer ve diğer işleri biz hallettik…
2 -3 kişi..
Yalnız kaldık…
Yük sırtımızdaydı…
Mecburduk…
Anladım..
Zaten bu konuların çokta yabancısı değildim...
Sonra görüşürüz deyip ayrıldık bu abimizden…
Düşünmeye başladım...
Doğru söylüyordu…
Bizde aynı olaylarla karşılaşmıştık...
Ama neden hep olaylar bir kaç kişinin sırtındaydı?
Ya da bu kadar ciddi rakamların döndüğü sektörde en azından görev paylaşımı, kadrolaşma hatta kurumsallaşma sağlanamaz mıydı?
Bu işin içerisinden gelmiş, oynamış kişiler bulunamaz mıydı ?
Sizi bilmem ben söyleyeyim, bugün dünyanın en büyük kulübü REAL MADRİD bile kendi camiasından (doğru adamı) birilerini sisteme dahil ediyorsa herhâlde biz akıntıya kürek çekmemeliyiz...
Dediklerim kimsede alınganlık yaratmasın...
Söylediklerim sisteme dair konular.
HIRSIZLAR VE FUTBOL
2 tane hırsız bir evi soymaya karar verir…
Günlerce araştırma yapar…
Ev sahipleri kaçta yatar, değerli eşyalar hangi odada, eve nasıl saat kaçta girelim diye...
En sonunda geceye ve saate karar verip işe koyulurlar.
Hırsızlardan biri aşağıda gözcülük yaparken, diğeri merdiveni evin penceresine dayar ve tırmanır…
Ama tırmandıktan az bir süre sonra hızla aşağıya iner.
Aşağıdaki hırsız, kaç geceden beri bunu planlıyorduk hayırdır neden indin diye sorar.
Merdivenden inen hırsız ise;
Işıklar kapalı ama evde futbol konuşuyorlar, sabaha kadar uyumazlar gel sonra hallederiz deyip uzaklaşırlar…
Konumuz futbol olunca daha çok konuşur görüşürüz değerli dostlar.
